İmpel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Impel Nedir?

Impel, bir kişiyi ya da bir şeyi belirli bir eyleme zorlamak veya teşvik etmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. My coach impels me to train harder every day. (Koçum, her gün daha sert antrenman yapmaya beni zorluyor.)
  2. The fear of failure impels her to study harder. (Başarısızlık korkusu, daha sıkı çalışmasına sebep oluyor.)
  3. The leader’s speech impelled the audience to take action. (Liderin konuşması, seyircileri harekete geçirmeye itti.)
  4. The need to provide for her family impelled her to work multiple jobs. (Ailesine bakmak için birden fazla işte çalışması gerektiğini hissetti.)
  5. His love for music impelled him to learn how to play the piano. (Müzik sevgisi, piyano çalmayı öğrenmesine sebep oldu.)
  6. The tragic event impelled him to start a charity for the victims’ families. (Trajik olay, mağdurların aileleri için bir hayır kurumu kurmasına neden oldu.)
  7. The urgent need for change impels us to take action now. (Değişiklik için acil ihtiyaç, şimdi harekete geçmemizi gerektiriyor.)
  8. The desire to win impelled the team to train harder than ever before. (Kazanma isteği, takımı daha önce hiç olmadığı kadar sert antrenman yapmaya itti.)
  9. His sense of duty impelled him to volunteer at the homeless shelter. (Görev duygusu, evsizler barınağında gönüllü olmasına sebep oldu.)
  10. Her curiosity impelled her to explore the ancient ruins. (Merakı, antik kalıntıları keşfetmesine itti.)
  11. The promise of a reward impelled him to work harder. (Ödül vaadi, daha sıkı çalışmasına neden oldu.)
  12. His sense of responsibility impelled him to speak up against injustice. (Sorumluluk duygusu, haksızlığa karşı konuşmasına sebep oldu.)
  13. The beauty of the landscape impelled him to paint a picture. (Manzaranın güzelliği, resim yapmasına sebep oldu.)
  14. The desire for revenge impelled him to seek justice. (İntikam arzusu, adalet aramasına neden oldu.)
  15. His passion for science impelled him to pursue a career in research. (Bilim tutkusu, araştırmacı olarak kariyer yapmasına sebep oldu.)
  16. The need for more space impelled them to move to a bigger house. (Daha fazla alan ihtiyacı, daha büyük bir eve taşınmasına sebep oldu.)
  17. Her ambition impelled her to start her own business. (Hırsı, kendi işini kurmasına neden oldu.)
  18. The urgency of the situation impelled them to make a quick decision. (Durumun aciliyeti, hızlı bir karar

vermelerine neden oldu.)
19. The threat of danger impelled them to evacuate the area. (Tehlike tehdidi, bölgeyi tahliye etmelerine sebep oldu.)

  1. The need for justice impelled her to become a lawyer. (Adalet ihtiyacı, avukat olmasına neden oldu.)

(Her cümlede mavi ve kalın HTML etiketi kullanılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.