İmpel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Impel Nedir?
Impel, bir kişiyi ya da bir şeyi belirli bir eyleme zorlamak veya teşvik etmek anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- My coach impels me to train harder every day. (Koçum, her gün daha sert antrenman yapmaya beni zorluyor.)
- The fear of failure impels her to study harder. (Başarısızlık korkusu, daha sıkı çalışmasına sebep oluyor.)
- The leader’s speech impelled the audience to take action. (Liderin konuşması, seyircileri harekete geçirmeye itti.)
- The need to provide for her family impelled her to work multiple jobs. (Ailesine bakmak için birden fazla işte çalışması gerektiğini hissetti.)
- His love for music impelled him to learn how to play the piano. (Müzik sevgisi, piyano çalmayı öğrenmesine sebep oldu.)
- The tragic event impelled him to start a charity for the victims’ families. (Trajik olay, mağdurların aileleri için bir hayır kurumu kurmasına neden oldu.)
- The urgent need for change impels us to take action now. (Değişiklik için acil ihtiyaç, şimdi harekete geçmemizi gerektiriyor.)
- The desire to win impelled the team to train harder than ever before. (Kazanma isteği, takımı daha önce hiç olmadığı kadar sert antrenman yapmaya itti.)
- His sense of duty impelled him to volunteer at the homeless shelter. (Görev duygusu, evsizler barınağında gönüllü olmasına sebep oldu.)
- Her curiosity impelled her to explore the ancient ruins. (Merakı, antik kalıntıları keşfetmesine itti.)
- The promise of a reward impelled him to work harder. (Ödül vaadi, daha sıkı çalışmasına neden oldu.)
- His sense of responsibility impelled him to speak up against injustice. (Sorumluluk duygusu, haksızlığa karşı konuşmasına sebep oldu.)
- The beauty of the landscape impelled him to paint a picture. (Manzaranın güzelliği, resim yapmasına sebep oldu.)
- The desire for revenge impelled him to seek justice. (İntikam arzusu, adalet aramasına neden oldu.)
- His passion for science impelled him to pursue a career in research. (Bilim tutkusu, araştırmacı olarak kariyer yapmasına sebep oldu.)
- The need for more space impelled them to move to a bigger house. (Daha fazla alan ihtiyacı, daha büyük bir eve taşınmasına sebep oldu.)
- Her ambition impelled her to start her own business. (Hırsı, kendi işini kurmasına neden oldu.)
- The urgency of the situation impelled them to make a quick decision. (Durumun aciliyeti, hızlı bir karar
vermelerine neden oldu.)
19. The threat of danger impelled them to evacuate the area. (Tehlike tehdidi, bölgeyi tahliye etmelerine sebep oldu.)
- The need for justice impelled her to become a lawyer. (Adalet ihtiyacı, avukat olmasına neden oldu.)
(Her cümlede mavi ve kalın HTML etiketi kullanılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz