İmmortalise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmmortalise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmmortalise

İmmortalise, “ölümsüzleştirmek” anlamına gelir. Bir şeyi ya da birinin hatırasını sonsuza kadar yaşatmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. We want to immortalise our wedding day by taking lots of photos. (Düğün günümüzü bol bol fotoğraf çekerek ölümsüzleştirmek istiyoruz.)
  2. The statue immortalises the great leader of the nation. (Heykel, ülkenin büyük liderini ölümsüzleştiriyor.)
  3. The artist hopes to immortalise the beauty of the landscape in his painting. (Sanatçı, manzaranın güzelliğini tablosunda ölümsüzleştirmeyi umuyor.)
  4. The book has immortalised the memory of the famous poet. (Kitap, ünlü şairin hatırasını ölümsüzleştirdi.)
  5. The athlete’s record-breaking performance will be immortalised in history. (Sporcu, rekor kıran performansı tarihe ölümsüzleştirilecek.)
  6. The filmmaker wants to immortalise the story of the brave soldiers. (Film yapımcısı, cesur askerlerin hikayesini ölümsüzleştirmek istiyor.)
  7. The concert was recorded to immortalise the band’s last performance. (Konser, grubun son performansını ölümsüzleştirmek için kaydedildi.)
  8. The famous writer’s legacy is immortalised through his works. (Ünlü yazarın mirası, eserleri aracılığıyla ölümsüzleştirilir.)
  9. The painting has immortalised the moment when the couple first met. (Resim, çiftin ilk buluştuğu anı ölümsüzleştirdi.)
  10. The memorial was built to immortalise the victims of the tragedy. (Anıt, trajedinin kurbanlarını ölümsüzleştirmek için yapıldı.)
  11. The astronaut’s achievement was immortalised when he walked on the moon. (Astronotun başarısı, ayda yürüdüğünde ölümsüzleştirildi.)
  12. The song has immortalised the singer’s love for his hometown. (Şarkı, şarkıcının memleketine olan aşkını ölümsüzleştirdi.)
  13. The photograph has immortalised the moment when the team won the championship. (Fotoğraf, takımın şampiyonluğu kazandığı anı ölümsüzleştirdi.)
  14. The poet’s words have immortalised the beauty of nature. (Şairin sözleri, doğanın güzelliğini ölümsüzleştirdi.)
  15. The building was designed to immortalise the architect’s innovative ideas. (Bina, mimarın yenilikçi fikirlerini ölümsüzleştirmek için tasarlandı.)
  16. The film immortalises the true story of a hero who saved many lives. (Film, birçok hayatı kurtaran bir kahramanın gerçek hikayesini ölümsüzleştiriyor.)
  17. The historical monument immortalises the ancient civilization that lived in the

region. (Tarihi anıt, bölgede yaşamış eski medeniyeti ölümsüzleştiriyor.)
18. The artist wants to immortalise his mentor by creating a sculpture in his honor. (Sanatçı, onuruna bir heykel yaparak öğretmenini ölümsüzleştirmek istiyor.)

  1. The writer’s legacy was immortalised in the library named after him. (Yazarın mirası, onun adını taşıyan kütüphanede ölümsüzleştirildi.)
  2. The photograph immortalises the moment when the couple exchanged their vows. (Fotoğraf, çiftin yeminlerini değiştirdikleri anı ölümsüzleştiriyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.