İmbibe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İmbibe
İmbibe, kelime anlamıyla içmek, içe çekmek veya emmek anlamına gelir. Özellikle sıvı maddeler için kullanılan bir fiildir.
- I love to imbibea hot cup of tea in the morning. (Sabahları sıcak bir fincan çay içmeyi seviyorum.)
- He tried to imbibethe wisdom of the great philosopher. (O, büyük filozofun bilgeliğini içmeye çalıştı.)
- The sponge imbibedall the water in the bowl. (Sünger, kabındaki tüm suyu emdi.)
- They decided to imbibealcohol on the beach. (Plajda alkol içmeye karar verdiler.)
- She imbibedthe culture of the country she visited. (Ziyaret ettiği ülkenin kültürünü içine çekti.)
- The roots of the plant imbibedthe water from the soil. (Bitkinin kökleri, topraktaki suyu emdi.)
- The fabric of the shirt imbibedthe sweat of the athlete. (Gömleğin kumaşı, sporcu terini emdi.)
- He likes to imbibeknowledge from books. (O, kitaplardan bilgi edinmeyi seviyor.)
- The air imbibedthe scent of fresh flowers. (Hava, taze çiçeklerin kokusunu içine çekti.)
- She imbibedthe values of her family. (O, ailesinin değerlerini içine çekti.)
- The bread imbibedthe sauce of the pasta. (Ekmek, makarnanın sosunu emdi.)
- He imbibedthe teachings of his spiritual leader. (O, manevi liderinin öğretilerini içine çekti.)
- The fabric imbibedthe dye and changed its color. (Kumaş, boyayı emdi ve rengini değiştirdi.)
- The team imbibedthe spirit of sportsmanship. (Takım, fair-play ruhunu içine çekti.)
- The soil imbibedthe rainwater and became fertile. (Toprak, yağmur suyunu içine çekti ve verimli hale geldi.)
- He imbibedthe lessons from his mistakes. (O, hatalarından dersler çıkardı.)
- The audience imbibedthe message of the speaker. (İzleyiciler, konuşmacının mesajını içlerine çekti.)
- The roots of the tree imbibedthe nutrients from the soil. (Ağacın kökleri, topraktan besinleri emdi.)
- She imbibedthe love of her parents. (O, ebeveynlerinin sevgisini içine çekti.)
- The sponge imbibedthe soap and became sudsy. (Sünger, sabunu emdi ve köpüklü hale geldi.)
- He imbibedthe atmosphere of the bustling city. (O, hareketli şehrin atmosferini içine çekti.)
- The paper towel imbibedthe spill on the counter. (Kağıt havlu, tezgah üzerindeki döküntüyü emdi.)
- She imbibedthe joy of being with her friends. (O, arkadaşlarıyla birlikte olmanın sevincini içine çekti.)
- The carpet imbibedthe smell of the pet. (Halı, evcil hayvanın kokusunu içine çekti.)
- He imbibedthe passion for music from his father. (O, müzik tutkusunu babasından içine çekti.)
- The soil imbibedthe fertilizer and became richer in nutrients. (Toprak, gübreyi içine çekti ve besin açısından daha zengin hale geldi.)
- She imbibedthe spirit of adventure and traveled to exotic places. (O, macera ruhunu içine çekti ve egzotik yerlere seyahat etti.)
- The sponge imbibedthe cleaning solution and wiped away the dirt. (Sünger, temizlik çözeltisini içine çekti ve kirleri silip temizledi.)
- He imbibedthe art of cooking from his grandmother. (O, yemek pişirme sanatını büyükannesinden içine çekti.)
- The roots of the plant imbibedthe nutrients from the compost. (Bitkinin kökleri, komposttan besinleri içine çekti.)
(Hepsini okuduğunuz için teşekkürler! Başka bir şey yapmam gerekiyorsa, lütfen söyleyin.)
Hemen Yorum Yaz