İgnominious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İgnominious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İgnominious

İgnominious Türkçe anlamıyla “aşağılayıcı, utanç verici” anlamlarına gelir.

  1. The team suffered an ignominious defeat. (Takım utanç verici bir yenilgi yaşadı.)
  2. She was forced to resign in ignominious circumstances. (O, aşağılayıcı koşullar altında istifa etmek zorunda kaldı.)
  3. He brought ignominious shame to his family. (Ailesine utanç verici bir şey getirdi.)
  4. The company’s ignominious reputation caused it to lose many customers. (Şirketin aşağılayıcı ünü birçok müşteriyi kaybetmesine neden oldu.)
  5. It was an ignominious end to a once-great career. (Bir zamanlar harika bir kariyerin aşağılayıcı bir sonu oldu.)
  6. The judge’s decision was an ignominious miscarriage of justice. (Hakimin kararı adaletin aşağılayıcı bir şekilde çiğnenmesi oldu.)
  7. His behavior towards her was nothing short of ignominious. (Onun ona karşı davranışı tamamen aşağılayıcıydı.)
  8. The company’s failure was an ignominious blow to its investors. (Şirketin başarısızlığı, yatırımcılarına aşağılayıcı bir darbe oldu.)
  9. She was subjected to ignominious treatment at the hands of her captors. (O, tutsaklarının ellerinde aşağılayıcı muameleye maruz kaldı.)
  10. The politician’s ignominious past was revealed during the election. (Politikacının aşağılayıcı geçmişi seçim sırasında ortaya çıktı.)
  11. The company’s ignominious collapse was due to mismanagement. (Şirketin aşağılayıcı çöküşü kötü yönetimden kaynaklandı.)
  12. He was fired from his job in ignominious circumstances. (O, aşağılayıcı koşullarda işinden kovuldu.)
  13. The team’s performance was an ignominious display of incompetence. (Takımın performansı beceriksizliğin aşağılayıcı bir göstergesi oldu.)
  14. The country’s ignominious defeat was a blow to its national pride. (Ülkenin aşağılayıcı yenilgisi, milli gururuna bir darbe oldu.)
  15. The company’s ignominious bankruptcy left many employees without jobs. (Şirketin aşağılayıcı iflası, birçok çalışanı işsiz bıraktı.)
  16. The coach was fired after an ignominious losing streak. (Koç, aşağılayıcı bir yenilgi serisinin ardından kovuldu.)
  17. The student’s ignominious plagiarism was discovered by the professor. (Öğrencinin aşağılayıcı kopyacılığı profesör tarafından keşfedildi.)
  18. The politician’s ignominious behavior caused him to lose the election. (Politikacının aşağılayıcı davranışı onun seçimi kaybetmesine
  1. The artist’s ignominious fall from grace was due to a scandalous personal life. (Sanatçının aşağılayıcı şekilde düşüşü, skandal dolu kişisel hayatından kaynaklandı.)
  2. The athlete’s ignominious disqualification was a result of cheating. (Sporcunun aşağılayıcı şekilde diskalifiye edilmesi hile yapmasından kaynaklandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.