İgnominious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İgnominious
İgnominious Türkçe anlamıyla “aşağılayıcı, utanç verici” anlamlarına gelir.
- The team suffered an ignominious defeat. (Takım utanç verici bir yenilgi yaşadı.)
- She was forced to resign in ignominious circumstances. (O, aşağılayıcı koşullar altında istifa etmek zorunda kaldı.)
- He brought ignominious shame to his family. (Ailesine utanç verici bir şey getirdi.)
- The company’s ignominious reputation caused it to lose many customers. (Şirketin aşağılayıcı ünü birçok müşteriyi kaybetmesine neden oldu.)
- It was an ignominious end to a once-great career. (Bir zamanlar harika bir kariyerin aşağılayıcı bir sonu oldu.)
- The judge’s decision was an ignominious miscarriage of justice. (Hakimin kararı adaletin aşağılayıcı bir şekilde çiğnenmesi oldu.)
- His behavior towards her was nothing short of ignominious. (Onun ona karşı davranışı tamamen aşağılayıcıydı.)
- The company’s failure was an ignominious blow to its investors. (Şirketin başarısızlığı, yatırımcılarına aşağılayıcı bir darbe oldu.)
- She was subjected to ignominious treatment at the hands of her captors. (O, tutsaklarının ellerinde aşağılayıcı muameleye maruz kaldı.)
- The politician’s ignominious past was revealed during the election. (Politikacının aşağılayıcı geçmişi seçim sırasında ortaya çıktı.)
- The company’s ignominious collapse was due to mismanagement. (Şirketin aşağılayıcı çöküşü kötü yönetimden kaynaklandı.)
- He was fired from his job in ignominious circumstances. (O, aşağılayıcı koşullarda işinden kovuldu.)
- The team’s performance was an ignominious display of incompetence. (Takımın performansı beceriksizliğin aşağılayıcı bir göstergesi oldu.)
- The country’s ignominious defeat was a blow to its national pride. (Ülkenin aşağılayıcı yenilgisi, milli gururuna bir darbe oldu.)
- The company’s ignominious bankruptcy left many employees without jobs. (Şirketin aşağılayıcı iflası, birçok çalışanı işsiz bıraktı.)
- The coach was fired after an ignominious losing streak. (Koç, aşağılayıcı bir yenilgi serisinin ardından kovuldu.)
- The student’s ignominious plagiarism was discovered by the professor. (Öğrencinin aşağılayıcı kopyacılığı profesör tarafından keşfedildi.)
- The politician’s ignominious behavior caused him to lose the election. (Politikacının aşağılayıcı davranışı onun seçimi kaybetmesine
- The artist’s ignominious fall from grace was due to a scandalous personal life. (Sanatçının aşağılayıcı şekilde düşüşü, skandal dolu kişisel hayatından kaynaklandı.)
- The athlete’s ignominious disqualification was a result of cheating. (Sporcunun aşağılayıcı şekilde diskalifiye edilmesi hile yapmasından kaynaklandı.)
Hemen Yorum Yaz