İgnite İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İgnite:
İngilizce anlamı: to set something on fire; to cause something to burn
İgnite kelimesi, bir şeyi ateşe vermek veya yanmasına neden olmak için kullanılır.
Örnek cümleler:
- The fireworks ignited the entire sky. (Ateşleme sistemleri tüm gökyüzünü ateşledi.)
- The dry leaves on the ground ignited quickly. (Yerdeki kuru yapraklar hızlıca tutuştu.)
- She ignited the gas stove and put the pot on. (Gazlı sobayı yaktı ve tencereyi koydu.)
- The match ignited the candle wick. (Kibrit mum fitilini ateşledi.)
- The spark from the welding torch ignited the gas. (Kaynak makinesinden çıkan kıvılcım gazı ateşledi.)
- The pilot ignited the engine and took off. (Pilot motoru çalıştırdı ve havalanmaya geçti.)
- The protest ignited a revolution. (Protesto bir devrimi ateşledi.)
- The conductor ignited the orchestra with his passionate speech. (Orkestrayı tutkulu konuşmasıyla coşturdu.)
- The passionate kiss ignited their relationship. (Tutkulu öpücük, ilişkilerini ateşledi.)
- The insult ignited his anger. (Hakaret öfkesini ateşledi.)
- The sun’s rays ignited the desert sands. (Güneş ışınları çöl kumlarını ateşledi.)
- The glowing ember ignited the logs in the fireplace. (Parlayan köz şöminedeki odunları ateşledi.)
- The enthusiasm of the crowd ignited the athlete’s spirit. (Kalabalığın coşkusu, sporcu ruhunu ateşledi.)
- The passion in her eyes ignited his desire. (Gözlerindeki tutku, arzusunu ateşledi.)
- The smell of the barbecue ignited his appetite. (Barbekünün kokusu, iştahını ateşledi.)
- The fuse ignited the explosives. (Sigorta, patlayıcıları ateşledi.)
- The speaker’s words ignited the audience’s imaginations. (Konuşmacının sözleri, izleyicilerin hayal gücünü ateşledi.)
- The lightning strike ignited the forest fire. (Şimşek, orman yangınını ateşledi.)
- The guitar riff ignited the crowd’s excitement. (Gitar rifleri, kalabalığın heyecanını ateşledi.)
- The entrepreneur ignited a business empire from a small idea. (Girişimci, küçük bir fikirden bir iş imparatorluğunu ateşledi.)
İgnite (devamı):
- The debate ignited a heated argument between the two politicians. (Tartışma, iki politikacı arasında hararetli bir tartışmayı ateşledi.)
- The car’s engine finally ignited after several attempts. (Arabanın motoru, birkaç denemeden sonra nihayet ateşlendi.)
- The hot coals ignited the wood chips in the smoker. (Sıcak közler, dumanlayıcıdaki odun parçalarını ateşledi.)
- The flash of lightning ignited her fear of thunderstorms. (Şimşek çakması, gök gürültüsünden korkusunu ateşledi.)
- The love letter ignited her heart with passion. (Aşk mektubu, kalbini tutkuyla ateşledi.)
Türkçe karşılıkları:
- Ateşleme
- Tutuşmak
- Yakmak
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Çalıştırmak
- Ateşlemek
- Coşturmak
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
- Ateşlemek
Hemen Yorum Yaz