Hurt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hurt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hurt kelimesi

Türkçe Anlamı:

Acıtmak, yaralamak, incitmek, zarar vermek

  1. The broken glass hurt my foot. (Kırık cam ayağıma zarar verdi.)
  2. She hurt her knee while playing basketball. (Basketbol oynarken dizini incitti.)
  3. His comments really hurt my feelings. (Onun yorumları gerçekten beni üzdü.)
  4. It hurts when I move my arm. (Kolumu hareket ettirdiğimde acıyor.)
  5. I’m sorry if I hurt you with my words. (Sözlerimle seni incittiğim için özür dilerim.)
  6. Don’t touch that plant, it can hurt you. (O bitkiye dokunma, seni yaralayabilir.)
  7. He hurt his back lifting heavy boxes. (Ağır kutuları kaldırırken sırtını incitti.)
  8. The thought of losing her hurt him deeply. (Onu kaybetme düşüncesi onu derinden üzdü.)
  9. The betrayal of his friend hurt him a lot. (Arkadaşının ihaneti onu çok incitti.)
  10. The wound still hurts even after a week. (Yara bir hafta sonra bile hala acıyor.)
  11. She didn’t mean to hurt your feelings, she was just being honest. (Seni incitmek istemedi, sadece dürüst davrandı.)
  12. The surgeon warned me that the procedure might hurt a little. (Cerrah, işlemin biraz acıtabileceği konusunda beni uyardı.)
  13. The fall hurt her ankle badly. (Düşmesi ayak bileğini çok kötü incitti.)
  14. It hurts me to see you suffer like this. (Senin böyle acı çekmen beni üzüyor.)
  15. He hurt his reputation with his bad behavior. (Kötü davranışlarıyla reputasyonunu zedeledi.)
  16. She tried to hide her tears but the pain hurt too much. (Gözyaşlarını saklamaya çalıştı ama acı çok fazlaydı.)
  17. I can’t believe you would hurt someone just to get what you want. (Sadece istediğin şeyi elde etmek için birisini inciteceğine inanamıyorum.)
  18. The company’s decision to cut jobs hurt many families. (Şirketin işleri kesme kararı birçok aileyi etkiledi.)
  19. The car accident hurt both drivers. (Trafik kazası her iki sürücüyü de yaraladı.)
  20. He hurt his wrist playing tennis. (Tenis oynarken bileğini incitti.)

More examples

  1. The loss of her beloved pet hurt her deeply. (Sevdiği evcil hayvanını kaybetmek onu derinden üzdü.)
  2. She hurt her friend’s trust by betraying her secret. (Arkadaşının sırrını ele vererek onun güvenini zedeledi.)
  3. The company’s decision to close the factory hurt the local economy. (Şirketin fabrikayı kapatma kararı yerel ekonomiye zarar verdi.)
  4. He didn’t realize that his actions could hurt others. (Diğerlerini incitebilecek davranışlarının farkında değildi.)
  5. The criticism hurt her self-esteem. (Eleştiriler onun özsaygısını zedeledi.)
  6. The breakup hurt him more than he expected. (Ayrılık, beklediğinden daha çok onu incitti.)
  7. She hurt her hand while cooking. (Pişirirken elini incitti.)
  8. His harsh words hurt her deeply. (Sert sözleri onu derinden üzdü.)
  9. The loss of his job hurt his family’s finances. (İşini kaybetmek ailesinin mali durumunu zedeledi.)
  10. It hurts to see him suffer from a chronic illness. (Kronik bir hastalıktan acı çekerken onu görmek çok üzücü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.