Hunk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hunk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hunk Nedir?

Hunk, büyük bir parça ya da kütlenin kesilerek koparıldığı veya kırıldığı yer anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The hunk of bread was too big for one person to eat. (Bu parça ekmek bir kişi için çok büyüktü.)
2. My dog swallowed a hunk of meat without even chewing it. (Köpeğim, etin bir parçasını bile çiğnemeden yuttu.)
3. I found a hunk of cheese in the refrigerator. (Buzdolabında bir parça peynir buldum.)
4. He tore off a hunk of the bread and ate it. (Ekmeğin bir parçasını koparıp yedi.)
5. She broke off a hunk of the chocolate bar and shared it with her friends. (Çikolata barından bir parça kırdı ve arkadaşlarıyla paylaştı.)
6. The hunk of ice was so big that it took hours to melt. (Buzun parçası o kadar büyüktü ki erimesi saatler sürdü.)
7. I cut a hunk of meat from the roast for dinner. (Akşam yemeği için, fırından çıkan etten bir parça kestim.)
8. He picked up a hunk of rock and threw it into the river. (Bir parça kaya aldı ve nehire attı.)
9. The hunk of wood was too heavy for me to carry alone. (Odun parçası tek başıma taşımak için çok ağırdı.)
10. She took a hunk of bread and dipped it into the soup. (Ekmeğin bir parçasını alıp çorbaya banırdı.)
11. The hunk of metal was so hot that it burned his hand. (Metal parçası o kadar sıcaktı ki elini yaktı.)
12. He sliced off a hunk of the watermelon and offered it to his friends. (Karpuzun bir parçasını kesip arkadaşlarına teklif etti.)
13. The hunk of cheese was so hard that it was difficult to cut. (Peynir parçası o kadar sertti ki kesmek zordu.)
14. She took a hunk of clay and molded it into a vase. (Kil parçasını aldı ve vazo şeklinde şekillendirdi.)
15. The hunk of meat was cooked to perfection. (Et parçası mükemmel şekilde pişirildi.)
16. He threw a hunk of wood onto the fire to keep it burning. (Ateşi korumak için bir parça odun attı.)
17. She found a hunk of coal and used it to start the fire. (Kömür parçası buldu ve ateşi başlatmak için kullandı.)
18. The hunk of ice cream was so big that she couldn’t finish it. (Dondurma parçası o kadar büyüktü ki bitiremedi.)
19. He cut a hunk of bread and smeared butter on it. (Ekmeğin bir parçasını kesti ve üzerine tereyağı sürdü.)
20. She broke off a hunk of the muffin and gave it

her sister. (Muffinin bir parçasını kırdı ve kız kardeşine verdi.)