Horse-Drawn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Horse-Drawn Nedir?
Horse-drawn, atların çektiği bir araç veya taşıt anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- Horse-drawn carriages were a common mode of transportation in the 19th century. (19. yüzyılda atların çektiği arabalar yaygın bir ulaşım aracıydı.)
- The parade featured several horse-drawn floats. (Geçit töreninde birkaç at tarafından çekilen süs arabaları yer aldı.)
- She took a horse-drawn carriage ride through Central Park. (Central Park’ta atların çektiği bir arabayla geziye çıktı.)
- The horse-drawn plow was used for farming in the early 20th century. (20. yüzyılın başında atların çektiği pulluk tarım için kullanıldı.)
- The museum had a collection of horse-drawn vehicles from the Victorian era. (Müze, Viktorya döneminden atlarla çekilen araçların bir koleksiyonunu sergiliyordu.)
- The wedding party arrived in a horse-drawn carriage. (Düğün partisi bir atın çektiği arabayla geldi.)
- In the olden days, milk was delivered by horse-drawn wagons. (Eskiden sütler atların çektiği arabalarla evlere teslim edilirdi.)
- The tourists took a horse-drawn carriage tour of the city. (Turistler şehir turu için atların çektiği bir arabaya bindiler.)
- A horse-drawn carriage was waiting for us outside the hotel. (Otelin önünde bizi bekleyen bir atın çektiği araba vardı.)
- The town’s annual fair featured a horse-drawn wagon parade. (Kasabanın yıllık fuarı bir atın çektiği arabalarla yapılan bir geçit töreniyle kutlandı.)
- He restored a horse-drawn sleigh for use during the winter months. (Kış aylarında kullanmak için bir atın çektiği kızak onardı.)
- The horse-drawn fire engine was used in the early 1900s. (1900’lerin başında atların çektiği itfaiye araçları kullanılıyordu.)
- The city’s transportation museum had a collection of
horse-drawn vehicles on display. (Şehrin ulaşım müzesinde sergilenen birçok atın çektiği araç koleksiyonu vardı.)
14. The horse-drawn carriage ride was a romantic way to see the city at night. (Atların çektiği bir arabayla gece şehri gezmek romantik bir yoluydu.)
- The horse-drawn stagecoach was a popular means of long-distance travel in the 1800s. (19. yüzyılda atların çektiği posta arabaları uzun mesafeli seyahatler için popüler bir araçtı.)
- The farmer hitched his plow to a horse-drawn wagon. (Çiftçi, pulluğunu bir atın çektiği bir arabaya bağladı.)
- The horse-drawn carriage ride through the countryside was peaceful and relaxing. (Kırsal alanda atların çektiği bir araba ile yapılan gezi huzurlu ve rahatlatıcıydı.)
- The circus parade featured a horse-drawn bandwagon with a live band playing music. (Sirkin geçit töreninde canlı müzik çalan bir atın çektiği bir müzik arabası yer aldı.)
- The old black and white photo showed a horse-drawn carriage parked outside a grand mansion. (Eski siyah beyaz fotoğraf, büyük bir malikanenin önünde park edilmiş bir atın çektiği bir arabayı gösteriyordu.)
- The city prohibited the use of horse-drawn carriages for public transportation due to safety concerns. (Güvenlik endişeleri nedeniyle şehir halkı için atların çektiği arabaların kullanımı yasaklandı.)
Hemen Yorum Yaz