Holder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Holder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Holder kelimesinin Türkçe Anlamı:

Holder kelimesi, “tutucu” veya “sağlayıcı” anlamlarına gelir. Bu kelime bir nesnenin yerinde durmasını veya bir şeyin sağlanmasını sağlayan araçları ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. She placed the candles in their holders. (O mumları tutacaklarının içine yerleştirdi.)
2. The company is the holder of several patents. (Şirket, birkaç patentin sahibidir.)
3. The phone holder attached to the car’s dashboard. (Telefon tutucu arabayı kontrol paneline takıldı.)
4. The cup holder in my car is broken. (Arabamdaki bardak tutucu kırıldı.)
5. The bank is the holder of my mortgage. (Banka, benim ipoteğimin sahibidir.)
6. He is the current holder of the world record. (O, şu an dünya rekorunun sahibidir.)
7. The book holder keeps your book open while you read. (Kitap tutucu, okurken kitabınızın açık kalmasını sağlar.)
8. The wine holder on the table was empty. (Masadaki şarap tutucusu boştu.)
9. The ticket holder can enter the stadium early. (Bilet sahibi stadyuma erken girebilir.)
10. The file holder on my desk is overflowing. (Masamdaki dosya tutucu taşıyor.)
11. The company is the holder of the trademark. (Şirket, ticari markanın sahibidir.)
12. The toothbrush holder fell off the wall. (Diş fırçası tutucusu duvardan düştü.)
13. The pencil holder on her desk was neatly arranged. (Masasındaki kalem tutucusu düzenli şekilde yerleştirilmişti.)
14. The trophy holder proudly displayed his collection. (Kupa tutucusu koleksiyonunu gururla sergiledi.)
15. The insurance policy holder filed a claim. (Sigorta poliçesi sahibi bir talepte bulundu.)
16. The candle holder melted in the heat. (Mum tutucusu sıcakta eridi.)
17. The bottle holder on the bike came loose. (Bisikletin şişe tutucusu gevşedi.)
18. The umbrella holder in the stand was full. (Aydınlatma direğindeki şemsiye tutucusu doluydu.)
19. The passport holder kept all her documents organized. (Pasaport sahibi tüm belgelerini düzenli tuttu.)
20. The CD holder on the shelf was full of music. (Rafındaki CD tutucu müzikle doluydu.)

Bu örnek cümlelerde Holder kelimesinin “tutucu” ve “sağlayıcı” anlamları kullanılmıştır.

Türkçe Karşılıkları:

1. She placed the candles in their holders. (O mumları tutacaklarının içine yerleştirdi.) – Tutucular
2. The company is the holder of several patents. (Şirket, birkaç patentin sahibidir.) – Sahibi
3. The phone holder attached to the car’s dashboard. (Telefon tutucu arabayı kontrol paneline takıldı.) – Tutucu
4. The cup holder in my car is broken. (Arabamdaki bardak tutucu kırıldı.) – Tutucu
5. The bank is the holder of my mortgage. (Banka, benim ipoteğimin sahibidir.) – Sahibi
6. He is the current holder of the world record. (O, şu an dünya rekorunun sahibidir.) – Sahibi
7. The book holder keeps your book open while you read. (Kitap tutucu, okurken kitabınızın açık kalmasını sağlar.) – Tutucu
8. The wine holder on the table was empty. (Masadaki şarap tutucusu boştu.) – Tutucu
9. The ticket holder can enter the stadium early. (Bilet sahibi stadyuma erken girebilir.) – Sahibi
10. The file holder on my desk is overflowing. (Masamdaki dosya tutucu taşıyor.) – Tutucu
11. The company is the holder of the trademark. (Şirket, ticari markanın sahibidir.) – Sahibi
12. The toothbrush holder fell off the wall. (Diş fırçası tutucusu duvardan düştü.) – Tutucu
13. The pencil holder on her desk was neatly arranged. (Masasındaki kalem tutucusu düzenli şekilde yerleştirilmişti.) – Tutucu
14. The trophy holder proudly displayed his collection. (Kupa tutucusu koleksiyonunu gururla sergiledi.) – Tutucu
15. The insurance policy holder filed a claim. (Sigorta poliçesi sahibi bir talepte bulundu.) – Sahibi
16. The candle holder melted in the heat. (Mum tutucusu sıcakta eridi.) – Tutucu
17. The bottle holder on the bike came loose. (Bisikletin şişe tutucusu gevşedi.) – Tutucu
18. The umbrella holder in the stand was full. (Aydınlatma direğindeki şemsiye tutucusu doluydu.) – Tutucu
19. The passport holder kept all her documents organized. (Pasaport sahibi tüm belgelerini düzenli tuttu.) – Sahibi
20. The CD holder on the shelf was full of music. (Rafındaki CD tutucu müzikle doluydu.) – Tutucu