Hock İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hock İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hock İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı:

Hock, hayvanların bacaklarının arka kısmında yer alan eklemdir. Ayrıca, şarap yapımında kullanılan bir terim olarak da bilinir.

Örnek Cümleler:

1. The horse’s hock was injured in the race. (Atın topuğu yarışta incindi.)
2. The farmer examined the cow’s hock for any signs of swelling. (Çiftçi, ineğin topuğunda şişkinliğe dair herhangi bir işaret kontrol etti.)
3. The dog had a fracture in its hock. (Köpeğin topuğunda kırık vardı.)
4. My grandmother likes to make soup with hock. (Büyükannem, şarap yapımında kullanılan hock ile çorba yapmayı sever.)
5. After the grape harvest, the workers separated the hock from the rest of the grapes. (Üzüm hasadından sonra, işçiler hock’u diğer üzümlerden ayırdılar.)
6. The winemaker used a wooden hock to mash the grapes. (Şarap üreticisi, üzümleri ezmek için tahta bir hock kullandı.)
7. The wine had a distinct taste of hock. (Şarapta belirgin bir hock tadı vardı.)
8. The chef added a hock of ham to the soup for flavor. (Şef, tat için çorbaya bir hock jambon ekledi.)
9. The butcher separated the hock from the rest of the pork. (Kasap, domuzun geri kalanından hock’u ayırdı.)
10. The cook boiled the hock before roasting it. (Aşçı, hock’u kızartmadan önce kaynattı.)
11. She rubbed the hock with spices before cooking it. (Onu pişirmeden önce baharatlarla hock’u ovdu.)
12. The ham was smoked over a hock of applewood. (Jambon, elma ağacı hock’u üzerinde dumanlandı.)
13. The doctor examined the horse’s hock to determine the extent of the injury. (Doktor, yaralanmanın derecesini belirlemek için atın topuğ

    ‘ını kontrol etti.)

14. The chef braised the pork hock with red wine and vegetables. (Şef, domuz hock’unu kırmızı şarap ve sebzelerle birlikte pişirdi.)
15. The winery uses only the best hocks to make their wines. (Şarap imalathanesi, şaraplarını yapmak için sadece en iyi hockları kullanır.)
16. The wine had a rich aroma of oak and hock. (Şarapta meşe ve hock’un zengin bir aroması vardı.)
17. The horse’s hock was wrapped in a bandage to help the injury heal. (Atın topuğu, yaralanmanın iyileşmesine yardımcı olmak için bir bandajla sarıldı.)
18. The pork hock was slow-cooked for several hours until it was tender. (Domuz hock’u, yumuşak olana kadar birkaç saat yavaş pişirildi.)
19. The winemaker used a grape press to extract the juice from the hocks. (Şarap üreticisi, hock’lardan suyu çıkarmak için bir üzüm presi kullandı.)
20. The dog had a limp due to a problem with its hock. (Köpek, topuğuyla ilgili bir sorundan dolayı topallıyordu.)
21. The chef served the pork hock with mashed potatoes and green beans. (Şef, domuz hock’unu püre patates ve yeşil fasulye ile servis etti.)
22. The winemaker added oak chips to the hock during fermentation. (Şarap üreticisi, fermantasyon sırasında hock’a meşe yongaları ekledi.)