Heretical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heretical İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Heretical

Heretical, bir din veya inanç sistemine karşı gelmek veya onunla bağdaşmayan inançları savunmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. His views on the existence of God were considered heretical by the church. (Tanrı’nın varlığına dair görüşleri kilise tarafından sapkın olarak kabul edildi.)
2. The heretical beliefs of the cult were the subject of much controversy. (Tarikatın sapkın inançları birçok tartışmanın konusu oldu.)
3. The king considered the ideas of the philosopher to be heretical and had him executed. (Kral filozofun fikirlerini sapkın olarak kabul etti ve onu idam ettirdi.)
4. Galileo was persecuted for his heretical ideas about the heliocentric model of the solar system. (Galileo güneş merkezli model ile ilgili sapkın fikirleri nedeniyle zulme uğradı.)
5. The heretical sect was accused of blasphemy and witchcraft. (Sapkın mezhep, aşağılama ve cadılıkla suçlandı.)
6. The inquisitor was tasked with rooting out heretical beliefs within the church. (İnkılapçı, kilise içindeki sapkın inançları kökten sökme göreviyle görevlendirildi.)
7. The heretical text was banned by the authorities for its subversive content. (Sapkın metin, muhalif içeriği nedeniyle yetkililer tarafından yasaklandı.)
8. The scholar’s heretical theories challenged the established beliefs of his time. (Araştırmacının sapkın teorileri, zamanın belirlenmiş inançlarını sorguladı.)
9. The heretical group was excommunicated from the church for their unorthodox practices. (Sapkın grup, ortodoks olmayan uygulamaları nedeniyle kiliseden aforoz edildi.)
10. The artist’s heretical depiction of religious figures caused outrage among the faithful. (Sanatçının dini figürlerin sapkın tasvirleri, inananlar arasında öfke yarattı.)
11. The philosopher’s heretical ideas were ahead of their time and were not fully appreciated until later. (Filozofun sapkın fikirleri, zamanının ötesindeydi ve daha sonra tam olarak takdir edildi.)
12. The heretical sect was known for their rejection of traditional gender roles. (Sapkın mezhep, geleneksel cinsiyet rollerini reddetmeleriyle biliniyordu.)
13. The inquisitors were ruthless in their pursuit of heretical beliefs, often resorting to torture and execution. (İnkılapçılar sapkın inançların peşinde acımasızdılar ve sık sık işkence ve idam yoluna başvuruyorlardı.)
14. The heretical teachings of the prophet were a source of inspiration for many. (Peygamberin sapkın öğretileri, birçok kişi için ilham kaynağıydı.)
15. The heretical movement was seen as a threat to the established order and was

suppressed by the authorities. (Sapkın hareket, kurulu düzene tehdit olarak görüldü ve yetkililer tarafından bastırıldı.)
16. The scientist’s heretical theories were met with skepticism by his peers. (Bilim adamının sapkın teorileri, meslektaşları tarafından şüpheyle karşılandı.)

17. The heretical sect believed in the existence of multiple gods, which was considered sacrilegious by the dominant religion. (Sapkın mezhep, birden fazla tanrının varlığına inanıyordu, bu da egemen din tarafından kutsal olmayan olarak kabul edildi.)
18. The writer’s heretical views on sexuality challenged the prevailing norms of his time. (Yazarın cinsellikle ilgili sapkın görüşleri, zamanının yaygın normlarını sorguladı.)
19. The heretical sect’s practices were seen as immoral and were condemned by the mainstream society. (Sapkın mezhebin uygulamaları, ahlaksız olarak görüldü ve ana akım toplum tarafından kınandı.)
20. The heretical ideas of the philosopher were later adopted by a new generation of thinkers. (Filozofun sapkın fikirleri daha sonra yeni bir düşünür kuşağı tarafından benimsendi.)

(Türkçe çevirileri parantez içinde verilmiştir.)