Headlong İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Headlong İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Headlong kelimesinin Türkçe anlamı: Aceleci, düşüncesizce, başıboşca

Örnek cümleler:

1. He rushed headlong into the street without looking both ways. (O, her iki yana da bakmadan caddeden başıboşca koştu.)
2. The company has plunged headlong into a risky venture. (Şirket riskli bir girişime başıboşca daldı.)
3. She fell headlong down the stairs and broke her arm. (O, merdivenlerden başıboşca düştü ve kolunu kırdı.)
4. The car sped headlong down the hill. (Araba tepeyi başıboşca hızla indi.)
5. He charged headlong at the enemy without a plan. (O, plandan bağımsız olarak düşmanlara başıboşca saldırdı.)
6. She made a headlong decision to quit her job. (O, işini bırakmaya başıboşca karar verdi.)
7. The child ran headlong into his mother’s arms. (Çocuk annesinin kollarına başıboşca koştu.)
8. The horse galloped headlong towards the finish line. (At, bitiş çizgisine başıboşca doğru koştu.)
9. The football player tackled the opposing player headlong. (Futbolcu, rakip oyuncuya başıboşca müdahale etti.)
10. He threw himself headlong into the icy river. (O, kendini buzlu nehre başıboşca attı.)
11. The ship crashed headlong into the rocks. (Gemi kayalara başıboşca çarptı.)
12. She spoke headlong without thinking about her words. (O, sözlerini düşünmeden başıboşca konuştu.)
13. The dog chased the cat headlong through the house. (Köpek, evin içinde kedinin peşinden başıboşca koştu.)
14. He made a headlong dash for the finish line. (O, bitiş çizgisine başıboşca koştu.)
15. The protesters rushed headlong towards the police barricades. (Protestocular, polis barikatlarına başıboşca koştu.)
16. She fell headlong into a deep sleep. (O, derin bir uykuya başıboşca daldı.)
17. The company made a headlong leap into the tech industry. (Şirket, teknoloji endüstrisine başıboşca atladı.)
18. The man jumped headlong out of the airplane. (Adam, uçaktan başıboşca atlama yaptı.)
19. She ran headlong into her ex-boyfriend at the grocery store. (O, markette eski erkek arkadaşına başıboşca koştu.)
20. The politician made a headlong rush towards the presidency. (Politikacı, başkanlığa başıboşca koştu.)

Headlong kelimesi ile ilgili diğer örnek cümleler:

21. The company’s headlong expansion resulted in financial losses. (Şirketin başıboşca genişlemesi finansal kayıplara neden oldu.)
22. The teenager drove his car headlong into a tree. (Genç, arabasını bir ağaca başıboşca çarptırdı.)
23. The climber slipped and fell headlong down the mountain. (Dağcı kaydı ve başıboşca dağdan aşağı düştü.)
24. She rushed headlong to the hospital when she heard the news. (O, haberleri duyunca hastaneye başıboşca koştu.)
25. The bird flew headlong into the window and stunned itself. (Kuş pencereye başıboşca uçtu ve kendini sersemletti.)
26. The construction workers worked headlong to meet the deadline. (İnşaat işçileri, süreye başıboşca çalıştılar.)
27. The team’s headlong pursuit of victory led to their defeat. (Takımın zafer için başıboşca peşinde koşması, yenilgiyle sonuçlandı.)
28. The writer plunged headlong into writing her novel. (Yazar, romanını başıboşca yazmaya daldı.)
29. The ship’s crew worked headlong to repair the engine. (Gemi mürettebatı, motoru tamir etmek için başıboşca çalıştı.)
30. The cyclist pedaled headlong down the hill. (Bisikletçi tepeyi başıboşca aşağıya pedalladı.)

Headlong kelimesi, bir eylemin aceleci ve düşüncesizce yapılmasını ifade eder. Bu kelimeyi kullanarak cümleler oluşturmak, bir kişinin ya da bir grup insanın hızla ve düşüncesizce bir eyleme girişmesini ya da bir durumun hızlıca ve kontrolsüzce ilerlemesini anlatmak için kullanılabilir.