Have A Look-See İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Have A Look-See İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Kelimenin Türkçe Anlamı: Göz atmak, kısaca bakmak

Örnek Cümleler:

1. Have a look-see at this brochure before you make a decision. (Kararını vermeden önce bu broşüre bir göz at.)
2. Let me have a look-see at your notes. (Notlarına bir göz atmayı bana bırak.)
3. He always likes to have a look-see at the menu before ordering. (Sipariş vermeden önce menüye her zaman bir göz atmayı sever.)
4. Could you have a look-see at my computer? It’s not working properly. (Bilgisayarımı bir göz atabilir misin? Düzgün çalışmıyor.)
5. I’m just going to have a look-see at these shoes. (Sadece bu ayakkabılara bir göz atacağım.)
6. She told me to have a look-see at the new exhibit at the museum. (Bana müzedeki yeni sergiye bir göz atmayı söyledi.)
7. The teacher asked the students to have a look-see at the new textbook. (Öğretmen öğrencilere yeni ders kitabına bir göz atmalarını söyledi.)
8. I always have a look-see at the weather forecast before making plans. (Plan yapmadan önce her zaman hava durumuna bir göz atarım.)
9. She said she would have a look-see at the job posting and let me know if she’s interested. (İş ilanına bir göz atacağını ve ilgilenip ilgilenmeyeceğini bana söyleyeceğini söyledi.)
10. Let’s have a look-see at the new restaurant that just opened. (Yeni açılan restorana bir göz atalım.)
11. He asked me to have a look-see at his car and see if I can find the problem. (Arabasına bir göz atıp sorunu bulup bulamayacağımı sordu.)
12. The doctor said he would have a look-see at my X-rays and let me know the results. (Doktor, X-ışınlarıma bir göz atacağını ve sonuçları bana bildireceğini söyledi.)
13. She wants to have a look-see at the new collection at the fashion store. (Moda mağazasındaki yeni koleksiyona bir göz atmak istiyor.)
14. I need to have a look-see at my bank account to see if the deposit went through. (Yatırımın gerçekleşip gerçekleşmediğini görmek için banka hesabıma bir göz atmam gerekiyor.)
15. The team leader asked everyone to have a look-see at the project timeline and see if there are any issues. (Takım lideri, herkesin

proje zaman çizelgesine bir göz atmasını ve herhangi bir sorun olup olmadığını görmelerini istedi.)
16. The engineer said he would have a look-see at the plans and make any necessary changes. (Mühendis, planlara bir göz atacağını ve gerekli değişiklikleri yapacağını söyledi.)

17. Before buying the car, I wanted to have a look-see at the interior and test drive it. (Arabayı satın almadan önce iç kısmına bir göz atmak ve test sürüşü yapmak istedim.)
18. The manager asked the employees to have a look-see at the new company policy and give feedback. (Yönetici, çalışanların yeni şirket politikasına bir göz atmalarını ve geri bildirim vermelerini istedi.)
19. My friend asked me to have a look-see at her website and suggest any improvements. (Arkadaşım, web sitesine bir göz atmamı ve herhangi bir iyileştirme önerisinde bulunmamı istedi.)
20. I like to have a look-see at the reviews before buying a product online. (Ürünü çevrimiçi satın almadan önce yorumlara bir göz atmayı severim.)

(Türkçe Anlamlar İtalik Yazılmıştır)