Haul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Haul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Haul İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Taşımak, çekmek, sürüklemek, çekiştirmek gibi anlamları olan bir fiildir.

  1. I need someone to help me haul these boxes. (Bu kutuları çekmem için birinin yardımına ihtiyacım var.)
  2. The truck was able to haul the heavy load up the hill. (Kamyon, ağır yükü tepeye kadar çekebildi.)
  3. They had to haul the boat out of the water. (Tekneyi sudan çıkarmak için çekmek zorunda kaldılar.)
  4. He hauled himself out of bed early this morning. (Bu sabah erken kalktı ve yataktan çıktı.)
  5. The horse-drawn carriage hauled tourists around the city. (At arabası turistleri şehirde gezdirdi.)
  6. The fisherman hauled in a huge catch. (Balıkçı büyük bir av yakaladı.)
  7. The workers hauled the equipment to the construction site. (İşçiler ekipmanları inşaat alanına taşıdılar.)
  8. She hauled her suitcase up the stairs. (Valizini merdivenlerden çekti.)
  9. The farmer hauled the hay into the barn. (Çiftçi samanı ahıra taşıdı.)
  10. The truck was used to haul sand for the construction project. (Kamyon, inşaat projesi için kum taşımak için kullanıldı.)
  11. They had to haul the car out of the ditch. (Arabayı çukurdan çekmek zorunda kaldılar.)
  12. The tugboat hauled the ship out of the harbor. (Römorkör gemiyi limandan çekti.)
  13. The horse hauled the cart down the road. (At, arabayı yoldan aşağı çekti.)
  14. The crane hauled the heavy machinery onto the roof. (Vinç, ağır makineyi çatıya çekti.)
  15. They had to haul the tree trunk out of the forest. (Ağaç gövdesini ormandan çıkarmak için çekmek zorunda kaldılar.)
  16. The train hauled hundreds of passengers to their destination. (Tren, yüzlerce yolcuyu hedeflerine taşıdı.)
  17. They had to haul the injured hiker to safety. (Yaralı yürüyüşçüyü güvenliğe taşımak zorunda kaldılar.)
  18. The truck hauled away the garbage from the construction site. (Kamyon, inşaat alanından çöpleri taşıdı.)
  19. They had to haul the old couch out of the living room. (Eski koltuğu oturma odasından çıkarmak için çekmek zorunda kaldılar.)
  20. The horse-drawn wagon hauled supplies to the army camp. (At arabası kamp alanına malzemeleri taşıdı.)
  1. The fishermen hauled in their nets after a long day at sea. (Balıkçılar, denizde uzun bir günün ardından ağlarını çektiler.)
  2. The team of workers had to haul the heavy machine up several flights of stairs. (İşçi ekibi, ağır makineyi birkaç kat merdiven çıkarak taşımak zorunda kaldılar.)
  3. The horse had to haul the carriage through the muddy terrain. (At, arabayı çamurlu araziden çekiştirdi.)
  4. The trucking company hauled freight across the country. (Nakliye şirketi, ülke genelinde yük taşıdı.)
  5. The workers hauled the debris away from the construction site after the demolition. (İşçiler, yıkımdan sonra inşaat alanından enkazı çıkardılar.)
  6. The sailors had to haul the heavy anchor up onto the ship. (Denizciler, ağır çapa gemiye çekmek zorunda kaldılar.)
  7. The rescue team had to haul the stranded hikers up the steep cliff. (Kurtarma ekibi, mahsur kalan yürüyüşçüleri dik kayaya çekmek zorunda kaldılar.)
  8. The truck driver had to haul the oversize load slowly and carefully. (Kamyon şoförü, büyük yükü yavaş ve dikkatli bir şekilde taşımak zorunda kaldı.)
  9. The horse-drawn plow was used to haul the farmer’s crops. (At arabası pırasaları çiftçinin tarlasından taşıdı.)
  10. The winch was used to haul the boat out of the water and onto the trailer. (Vinç, tekneyi sudan çıkarmak ve römorka çekmek için kullanıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.