Harrumph İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Harrumph İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Harrumph nedir?


Harrumph, bir şey hakkında hoşnutsuzluk, kuşku veya alaycı bir ifadeyle ses çıkarmak anlamına gelen bir sözcüktür.

Örnek cümleler:

  1. Harrumph, I’m not sure I agree with your assessment of the situation. (Harrumph, durum değerlendirmenize katılmadığımı söylemeliyim.)
  2. He harrumphed when he heard the news. (Haberi duyduğunda hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı.)
  3. The judge gave a harrumph and dismissed the case. (Hakim, bir harrumph vererek davayı reddetti.)
  4. She harrumphed and rolled her eyes when he suggested they go to the museum. (Müzeye gitmek önerisinde bulunduğunda hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı ve gözlerini devirdi.)
  5. The professor harrumphed and continued his lecture. (Profesör harrumph etti ve dersine devam etti.)
  6. Harrumph, I don’t see how that’s relevant to the discussion. (Harrumph, bu tartışmayla ilgili nasıl ilgili olduğunu göremiyorum.)
  7. He let out a harrumph and crossed his arms over his chest. (Kolunu göğsünün üstünde kavuşturarak bir harrumph çıkardı.)
  8. She harrumphed and said, “I told you so.” (Harrumph ederek, “Sana söyledim” dedi.)
  9. The audience harrumphed in disapproval when the politician made a controversial statement. (Politikacı tartışmalı bir açıklama yaptığında seyirci hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı.)
  10. He harrumphed and muttered under his breath when the waiter brought him the wrong order. (Garson yanlış sipariş getirdiğinde hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı ve mırıldandı.)
  11. Harrumph, I think we should table this discussion for now. (Harrumph, şimdilik bu tartışmayı ertelememiz gerektiğini düşünüyorum.)
  12. She gave a harrumph and walked away when he tried to apologize. (Özür dilemeye çalıştığında hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı ve uzaklaştı.)
  13. The old man harrumphed and grumbled about the state of the world. (Yaşlı adam dünya durumundan şikayet ederek

harrumph etti ve mırıldandı.)
14. Harrumph, I don’t think you understand the gravity of the situation. (Harrumph, durumun ciddiyetini anlamadığınızı düşünüyorum.)

  1. He let out a harrumph and shook his head when he heard the proposal. (Öneriyi duyduğunda hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı ve başını salladı.)
  2. She harrumphed and said, “I’ve heard enough.” (Harrumph ederek, “Yeterince duydum” dedi.)
  3. The teacher harrumphed and told the student to sit down. (Öğretmen harrumph etti ve öğrencinin oturmasını söyledi.)
  4. Harrumph, I don’t think you’re taking this seriously enough. (Harrumph, bence bunu yeterince ciddiye almıyorsunuz.)
  5. He gave a harrumph and slammed the door when he left the room. (Odadan ayrılırken kapıyı çarpıp hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı.)
  6. She harrumphed and crossed her arms when he suggested they watch a movie she didn’t like. (Beğenmediği bir film izlemeyi önerdiğinde hoşnutsuz bir ifadeyle ses çıkardı ve kollarını kavuşturdu.)

(Türkçe çevirileri cümlelerin hemen yanında verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.