Hardliner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hardliner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hardliner Nedir?

Hardliner, sert politik görüşlere sahip olan kişiyi tanımlayan bir terimdir. Bu kişiler, uzlaşmaz ve katı bir tutum sergilerler ve genellikle uzlaşmaya açık değillerdir.

Örnek Cümleler:

1. The hardliner party refused to compromise on the new tax bill. (Sert çizgiyi savunan parti, yeni vergi tasarısında uzlaşmayı reddetti.)
2. The hardliner approach is not effective in resolving conflicts. (Sert çizgi yaklaşımı, çatışmaların çözülmesinde etkili değildir.)
3. The hardliner stance of the government has led to a deadlock in the peace negotiations. (Hükümetin sert tutumu, barış müzakerelerinde bir çıkmaza yol açtı.)
4. The hardliner view on immigration is causing controversy. (Göçmenlik konusundaki sert görüş, tartışmalara neden oluyor.)
5. The hardliner policy on drugs has been criticized for its lack of effectiveness. (Uyuşturucu konusundaki sert politika, etkisizliği nedeniyle eleştirildi.)
6. The hardliner group refused to negotiate with the opposition party. (Sert çizgiyi savunan grup, muhalefet partisiyle görüşmeyi reddetti.)
7. The hardliner position on trade has caused tension between the two countries. (Ticaret konusundaki sert tutum, iki ülke arasında gerilime neden oldu.)
8. The hardliner leader’s uncompromising attitude has alienated many people. (Sert çizgiyi savunan liderin taviz vermez tutumu, birçok insanı yabancılaştırdı.)
9. The hardliner response to the protests has been criticized for its brutality. (Protestolara sert tepki göstermek, vahşet nedeniyle eleştirildi.)
10. The hardliner approach to education reform is controversial. (Eğitim reformuna sert çizgi yaklaşımı tartışmalıdır.)
11. The hardliner policy on the environment is not sustainable in the long run. (Çevre konusundaki sert politika, uzun vadede sürdürülebilir değildir.)
12. The hardliner government’s crackdown on dissent has been widely condemned. (Hükümetin muhalefete karşı sert önlemleri, geniş çapta kınandı.)
13. The hardliner attitude towards religion is causing division in the society. (Dine karşı sert tutum, toplumda bölünmeye neden oluyor.)
14. The hardliner stance on human rights is unacceptable. (İnsan hakları konusundaki sert tutum kabul edilemez.)
15. The hardliner approach to healthcare reform is not addressing the root causes of the problem. (Sağlık reformuna sert yaklaşım, sorunun temel nedenlerine değinmiyor.)
16. The hardliner view on gun control is polarizing the public. (Silah kontrolü konusundaki sert görüş, halkı kutupla

ştırıyor.)
17. The hardliner government’s decision to cut social welfare programs is being criticized. (Hükümetin sosyal yardım programlarını kesme kararı, eleştiriliyor.)

  1. The hardliner stance on immigration has led to a rise in xenophobia. (Göçmenlik konusundaki sert tutum, yabancı düşmanlığında artışa neden oldu.)
  2. The hardliner policy on national security is causing concern among civil liberties groups. (Ulusal güvenlik konusundaki sert politika, sivil özgürlük grupları arasında endişeye neden oluyor.)
  3. The hardliner leader’s refusal to compromise is hindering progress towards peace. (Sert çizgiyi savunan liderin taviz vermemesi, barış yolunda ilerlemeyi engelliyor.)

(Türkçe çeviriler kalın ve kırmızı renkle belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.