Handsome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handsome İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handsome

Handsome, İngilizcede “güzel” veya “çekici” anlamına gelen bir sıfattır. Aşağıda, “handsome” kelimesinin cümle içinde kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe karşılıkları bulunmaktadır:

  1. He is a handsome young man. (O, yakışıklı bir genç adamdır.)
  2. She is a very handsome woman. (O, çok güzel bir kadındır.)
  3. The building has a handsome facade. (Bina, güzel bir cepheye sahiptir.)
  4. He inherited a handsome fortune from his grandfather. (Dedesinden güzel bir miras aldı.)
  5. That is a handsome reward for your hard work. (Bu, çalışkanlığına karşılık güzel bir ödüldür.)
  6. He always wears a handsome suit to work. (İşe her zaman şık bir takım elbise giyer.)
  7. The car has a handsome design. (Araba, güzel bir tasarıma sahiptir.)
  8. He is a handsome speaker and always captivates his audience. (O, güzel bir konuşmacıdır ve her zaman dinleyicilerini etkiler.)
  9. She has a handsome collection of antique furniture. (O, antika mobilyaların güzel bir koleksiyonuna sahiptir.)
  10. The painting has a handsome frame. (Tablo, güzel bir çerçeveye sahiptir.)
  11. The wedding was held in a handsome church. (Düğün, güzel bir kilisede yapıldı.)
  12. He bought a handsome watch as a gift for his father. (Babasına hediye olarak güzel bir saat aldı.)
  13. The hotel has a handsome lobby with marble floors. (Otelin mermer zeminli güzel bir lobisi var.)
  14. She has a handsome voice and is a talented singer. (O, güzel bir sesi var ve yetenekli bir şarkıcıdır.)
  15. He is a handsome athlete and has won many medals. (O, yakışıklı bir sporcu ve birçok madalya kazandı.)
  16. The garden has a handsome fountain in the center. (Bahçenin merkezinde güzel bir çeşme var.)
  17. The town has a handsome town hall with a clock tower. (Kasabanın bir saat kulesi olan güzel bir belediye binası var.)
  18. The company’s CEO has a handsome salary. (Şirketin CEO’sunun güzel bir maaşı var.)
  19. He has a handsome face with chiseled features. (Yontulmuş özellikleri olan güzel bir yüzü var.)
  20. The actor is known for his handsome looks and charming personality. (Oyuncu, yakışıklı görünüşü ve çekici kişiliğiyle tanınır.)
  1. The hotel room had a handsome view of the city skyline. (Otel odasının şehir manzarası güzeldi.)
  2. She wore a handsome dress to the gala event. (O, gala etkinliğine şık bir elbise giydi.)
  3. The cake had a handsome decoration of flowers and swirls. (Kek, çiçekler ve kıvrımların güzel bir dekorasyonuna sahipti.)
  4. He wrote a handsome letter of recommendation for his colleague. (Meslektaşı için güzel bir tavsiye mektubu yazdı.)
  5. The building has a handsome entrance with grand doors. (Bina, büyük kapıları olan güzel bir girişe sahip.)
  6. The watch has a handsome leather strap. (Saat, güzel bir deri kayışa sahip.)
  7. She received a handsome scholarship to attend the university. (O, üniversiteye gitmek için güzel bir burs aldı.)
  8. The movie star has a handsome smile that lights up the screen. (Film yıldızının ekrana yansıyan güzel bir gülümsemesi var.)
  9. The painting has a handsome use of color and light. (Tablo, renk ve ışık kullanımı açısından güzel.)
  10. The yacht has a handsome design and luxurious features. (Yat, güzel bir tasarıma ve lüks özelliklere sahip.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde “handsome” kelimesi, çekici, güzel veya şık bir şeyi ya da bir kişinin fiziksel özelliklerini, giyimini, performansını veya sahip olduğu eşyaları tarif etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.