Handful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Handful Nedir?

Handful, Türkçe karşılığı “bir avuç dolusu” olan bir kelime olup, genellikle bir şeyin miktarının az, ancak yine de kullanışlı olduğu durumlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I only need a handful of nuts to satisfy my hunger. (Sadece bir avuç fındık açlığımı bastırmaya yeter.)
  2. The teacher gave each student a handful of candies. (Öğretmen her öğrenciye bir avuç şeker verdi.)
  3. She grabbed a handful of sand and threw it at her friend. (Arkadaşına bir avuç kum alıp fırlattı.)
  4. A handful of people showed up to the party. (Partiye bir avuç insan katıldı.)
  5. The recipe only requires a handful of ingredients. (Tarif sadece bir avuç malzeme gerektiriyor.)
  6. He reached into his pocket and pulled out a handful of coins. (Cebine uzandı ve bir avuç madeni para çıkardı.)
  7. The farmer grabbed a handful of seeds and planted them in the soil. (Çiftçi bir avuç tohum alıp toprağa ekti.)
  8. She sprinkled a handful of herbs on the dish to add flavor. (Lezzet katmak için yemeğin üzerine bir avuç ot serpti.)
  9. The child picked up a handful of flowers from the garden. (Çocuk bahçeden bir avuç çiçek topladı.)
  10. He only needed a handful of screws to fix the shelf. (Rafı tamir etmek için sadece bir avuç vida gerekiyordu.)
  11. The swimmer grabbed a handful of water and splashed it in her face. (Yüzücü bir avuç su alıp yüzüne fırlattı.)
  12. The player only had a handful of cards left in his hand. (Oyuncunun elinde sadece bir avuç kart kalmıştı.)
  13. The hiker grabbed a handful of berries from the bush. (Yürüyüşçü çalıdan bir avuç meyve topladı.)
  14. The child threw a handful of sand into the air and watched it fall. (Çocuk bir avuç kum alıp havaya fırlattı ve düşmesini izledi.)
  15. He needed a handful of screws to assemble the bookshelf. (Kitaplığı birleştirmek için bir avuç vida gerekiyordu.)
  16. The artist used a handful of colors to paint the landscape. (Sanatçı manzarayı boyamak için bir avuç renk kullandı.)
  17. She grabbed a handful of popcorn and settled in to watch the movie. (Bir avuç patlamış mısır alıp film izlemek için yerleşti.)
  18. The baker added a handful of raisins to the bread dough. (Fırıncı ekmek hamuruna bir avuç kuru üzüm ekledi.)
  19. The bartender poured a handful of peanuts into the bowl. (Barmen kaseye bir avuç fıstık
  1. The child counted out a handful of marbles before playing the game. (Çocuk oyunu oynamadan önce bir avuç cam boncuk saydı.)

Türkçe Karşılığı İle Örnek Cümleler:

1. Sadece bir avuç fındık açlığımı bastırmaya yeter.
2. Öğretmen her öğrenciye bir avuç şeker verdi.
3. Arkadaşına bir avuç kum alıp fırlattı.
4. Partiye bir avuç insan katıldı.
5. Tarif sadece bir avuç malzeme gerektiriyor.
6. Cebine uzandı ve bir avuç madeni para çıkardı.
7. Çiftçi bir avuç tohum alıp toprağa ekti.
8. Lezzet katmak için yemeğin üzerine bir avuç ot serpti.
9. Çocuk bahçeden bir avuç çiçek topladı.
10. Rafı tamir etmek için sadece bir avuç vida gerekiyordu.
11. Yüzücü bir avuç su alıp yüzüne fırlattı.
12. Oyuncunun elinde sadece bir avuç kart kalmıştı.
13. Yürüyüşçü çalıdan bir avuç meyve topladı.
14. Çocuk bir avuç kum alıp havaya fırlattı ve düşmesini izledi.
15. Kitaplığı birleştirmek için bir avuç vida gerekiyordu.
16. Sanatçı manzarayı boyamak için bir avuç renk kullandı.
17. Bir avuç patlamış mısır alıp film izlemek için yerleşti.
18. Fırıncı ekmek hamuruna bir avuç kuru üzüm ekledi.
19. Barmen kaseye bir avuç fıstık döktü.
20. Oyunu oynamadan önce bir avuç cam boncuk saydı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.