Ham İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ham İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ham İle İlgili Cümleler

Ham, henüz işlenmemiş veya hazırlanmamış gıda anlamında kullanılabilir. Aynı zamanda, düşüncesiz, çocuksu veya kaba anlamlarda da kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The pizza dough is still a bit ham, it needs more time to rise. (Pizzanın hamuru hala hazır değil, daha fazla zaman geçmesi gerekiyor.)
  2. I prefer ham vegetables in my salad. (Salatamda ham sebzeleri tercih ediyorum.)
  3. The butcher shop sells ham meat. (Kasap dükkanı ham eti satıyor.)
  4. She made a ham attempt at solving the math problem. (Matematik problemini çözmek için ham bir deneme yaptı.)
  5. The artist drew a ham sketch of the landscape. (Sanatçı manzaranın ham bir taslağını çizdi.)
  6. The cookie dough was still ham, she needed to add more flour. (Kurabiye hamuru hala hazır değildi, daha fazla un eklemesi gerekiyordu.)
  7. The actor’s ham performance was criticized by the critics. (Oyuncunun çocuksu performansı eleştiri aldı.)
  8. We need to ham the clay before we can start sculpting. (Sculpting yapmadan önce hamurun hazır olması gerekiyor.)
  9. He has a ham understanding of the situation. (O, durumu anlamada çocuksu.)
  10. The bread dough needs to rest before it’s ham. (Ekmek hamurunun dinlenmesi gerekiyor, henüz hazır değil.)
  11. I accidentally ate some ham chicken, it was undercooked. (Kazara hazırlanmamış bir tavuk yedim.)
  12. She has a ham sense of humor, always making silly jokes. (O, saçma şakalar yapan çocuksu bir mizah anlayışına sahip.)
  13. The writer’s first draft was a bit ham, but she revised it later. (Yazarın ilk taslağı biraz hazır değildi, ancak daha sonra gözden geçirdi.)
  14. The batter for the cake is still ham, it needs to be mixed more. (Kek hamuru hala hazır değil, daha fazla karıştırılması gerekiyor.)
  15. The child’s ham behavior caused a lot of trouble for his parents. (Çocuğun davranışları, ebeveynleri için birçok soruna neden oldu.)
  16. The soil in the garden is too ham to plant anything yet. (Bahçedeki toprak henüz hazır değil, henüz bir şey dikilemez.)
  17. She was ham when she first started playing the piano, but she practiced and got better. (Piyano çalmaya ilk başladığında, hamdı ama pratik yaparak daha iyi oldu.)
  18. The bread is still a bit ham in the middle, it needs more time in the oven. (Ekmek ortası hala biraz ham, fırında daha fazla zaman geçmesi gerekiyor.)
  19. He had a ham reaction to the news, shouting and throwing things.
  1. The raw eggs are too ham to eat, they need to be cooked first. (Çiğ yumurtalar yemek için fazla ham, önce pişirilmeleri gerekiyor.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. ham: ham
  2. ham: ham
  3. ham meat: ham eti
  4. ham attempt: ham deneme
  5. ham sketch: ham taslak
  6. ham dough: hamur
  7. ham performance: çocuksu performans
  8. ham the clay: hamur haline getirmek
  9. ham understanding: çocuksu anlayış
  10. ham bread dough: hamur ekmek
  11. ham chicken: hazırlanmamış tavuk
  12. ham sense of humor: çocuksu mizah anlayışı
  13. ham first draft: hazır olmayan ilk taslak
  14. ham batter: hamur
  15. ham behavior: çocuksu davranış
  16. ham soil: hazır olmayan toprak
  17. ham piano playing: ham piyano çalma
  18. ham bread: hazır olmayan ekmek
  19. ham reaction: çocuksu tepki
  20. ham eggs: hazır olmayan yumurta

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.