Haltingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Haltingly
Haltingly kelimesi, yavaşça veya düzensiz bir şekilde ilerleyen, duraksayan anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She spoke haltingly in her new language. (Yeni dilinde duraksayarak konuştu.)
- The old man walked haltingly with his cane. (Yaşlı adam bastonu ile duraksayarak yürüdü.)
- The car moved haltingly up the steep hill. (Araba dik tepeyi duraksayarak çıktı.)
- He answered haltingly as if he didn’t know the answer. (Cevabı bilmiyormuş gibi duraksayarak cevap verdi.)
- The musician played haltingly in front of the large audience. (Müzisyen büyük seyirci önünde duraksayarak çaldı.)
- She read the poem haltingly, stumbling over some of the words. (Bazı kelimelerde takılarak şiiri duraksayarak okudu.)
- The speech was delivered haltingly due to nerves. (Sinirlerinden dolayı konuşma duraksayarak yapıldı.)
- He walked haltingly towards the exit, holding his injured leg. (Yaralı bacağını tutarak çıkışa doğru duraksayarak yürüdü.)
- The old computer was running haltingly and needed to be upgraded. (Eski bilgisayar duraksayarak çalışıyordu ve yükseltilmesi gerekiyordu.)
- She explained the instructions haltingly to the confused student. (Karışık olan öğrenciye duraksayarak talimatları açıkladı.)
- The horse moved haltingly across the rocky terrain. (At kayalık arazide duraksayarak hareket etti.)
- He haltingly tried to express his emotions to his partner. (Duygularını partnerine duraksayarak ifade etmeye çalıştı.)
- The toddler walked haltingly towards his mother, taking small steps. (Çocuk küçük adımlarla annesine doğru duraksayarak yürüdü.)
- The car’s engine ran haltingly, and the mechanic was called to fix it. (Arabanın motoru duraksayarak çalışıyordu ve tamirci çağrıldı.)
- The player played haltingly due to a recent injury. (Yeni bir yaralanmadan dolayı oyuncu duraksayarak oynadı.)
- She sang the song haltingly, not remembering all the lyrics. (Tüm sözleri hatırlamadığı için şarkıyı duraksayarak söyledi.)
- The speech was translated haltingly by the inexperienced interpreter. (Deneyimsiz tercüman tarafından duraksayarak çevrilen konuşma.)
- The river flowed haltingly over the rocks, creating a beautiful sound. (Nehir kayalıkların üzerinde duraksayarak aktı ve güzel bir ses oluşturdu.)
- The dog barked haltingly, trying to communicate with its owner. (Sahibiyle iletişim kurmaya çalışan köpek duraksayarak havladı.)
- She walked halting
ly on the icy sidewalk, careful not to slip. (Kaymayı önlemek için buzlu kaldırımda duraksayarak yürüdü.)
Hemen Yorum Yaz