Haltingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Haltingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Haltingly

Haltingly kelimesi, yavaşça veya düzensiz bir şekilde ilerleyen, duraksayan anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She spoke haltingly in her new language. (Yeni dilinde duraksayarak konuştu.)
  2. The old man walked haltingly with his cane. (Yaşlı adam bastonu ile duraksayarak yürüdü.)
  3. The car moved haltingly up the steep hill. (Araba dik tepeyi duraksayarak çıktı.)
  4. He answered haltingly as if he didn’t know the answer. (Cevabı bilmiyormuş gibi duraksayarak cevap verdi.)
  5. The musician played haltingly in front of the large audience. (Müzisyen büyük seyirci önünde duraksayarak çaldı.)
  6. She read the poem haltingly, stumbling over some of the words. (Bazı kelimelerde takılarak şiiri duraksayarak okudu.)
  7. The speech was delivered haltingly due to nerves. (Sinirlerinden dolayı konuşma duraksayarak yapıldı.)
  8. He walked haltingly towards the exit, holding his injured leg. (Yaralı bacağını tutarak çıkışa doğru duraksayarak yürüdü.)
  9. The old computer was running haltingly and needed to be upgraded. (Eski bilgisayar duraksayarak çalışıyordu ve yükseltilmesi gerekiyordu.)
  10. She explained the instructions haltingly to the confused student. (Karışık olan öğrenciye duraksayarak talimatları açıkladı.)
  11. The horse moved haltingly across the rocky terrain. (At kayalık arazide duraksayarak hareket etti.)
  12. He haltingly tried to express his emotions to his partner. (Duygularını partnerine duraksayarak ifade etmeye çalıştı.)
  13. The toddler walked haltingly towards his mother, taking small steps. (Çocuk küçük adımlarla annesine doğru duraksayarak yürüdü.)
  14. The car’s engine ran haltingly, and the mechanic was called to fix it. (Arabanın motoru duraksayarak çalışıyordu ve tamirci çağrıldı.)
  15. The player played haltingly due to a recent injury. (Yeni bir yaralanmadan dolayı oyuncu duraksayarak oynadı.)
  16. She sang the song haltingly, not remembering all the lyrics. (Tüm sözleri hatırlamadığı için şarkıyı duraksayarak söyledi.)
  17. The speech was translated haltingly by the inexperienced interpreter. (Deneyimsiz tercüman tarafından duraksayarak çevrilen konuşma.)
  18. The river flowed haltingly over the rocks, creating a beautiful sound. (Nehir kayalıkların üzerinde duraksayarak aktı ve güzel bir ses oluşturdu.)
  19. The dog barked haltingly, trying to communicate with its owner. (Sahibiyle iletişim kurmaya çalışan köpek duraksayarak havladı.)
  20. She walked halting

ly on the icy sidewalk, careful not to slip. (Kaymayı önlemek için buzlu kaldırımda duraksayarak yürüdü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.