Haggard İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Haggard Nedir?
Haggard, yorgun ve zayıf düşmüş bir insan veya hayvanı tanımlamak için kullanılan bir sıfattır.
Örnek Cümleler:
- The old dog looked haggard and weak. (Yaşlı köpek halsiz ve zayıf görünüyordu.)
- After a sleepless night, she looked haggard and exhausted. (Uykusuz bir gece sonrası, o halsiz ve yorgun görünüyordu.)
- The prisoner’s haggard face showed the toll that years in prison had taken on him. (Mahkumun yorgun yüzü, yılların hapishanede nasıl etkili olduğunu gösterdi.)
- The haggard horse struggled to carry its heavy load. (Zayıf düşmüş at, ağır yükünü taşımakta zorlanıyordu.)
- The haggard look in her eyes suggested that she hadn’t slept well. (Gözlerindeki halsiz ifade, iyi uyumadığını gösteriyordu.)
- The refugees looked haggard and desperate as they fled the war-torn country. (Savaşın yıkıma uğrattığı ülkeden kaçan mülteciler, halsiz ve umutsuz görünüyorlardı.)
- He had a haggard expression on his face after working long hours without a break. (Mola vermeden uzun saatler çalıştıktan sonra yüzünde halsiz bir ifade vardı.)
- The haggard farmer struggled to keep his crops alive during the drought. (Zayıf düşmüş çiftçi, kuraklık sırasında ürünlerini yaşatmaya çalıştı.)
- The haggard stray cat looked like it hadn’t eaten in days. (Halsiz sokak kedisi, günlerdir yemek yemediği görünüyordu.)
- The haggard traveler finally arrived at his destination after a long and tiring journey. (Yorgun gezgin, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra nihayet varış noktasına ulaştı.)
- She was so haggard from taking care of her sick child that she didn’t even recognize herself in the mirror. (Hasta çocuğuna bakmaktan o kadar yorgun düşmüştü ki, aynada kendini bile tanıyamadı.)
- The haggard old man begged for food on the street corner. (Halsiz yaşlı adam, sokak köşelerinde yiyecek dileniyordu.)
- The haggard expression on her face suggested that she had been through a traumatic experience. (Yüzündeki halsiz ifade, travmatik bir deneyim yaşadığını gösteriyordu.)
- The haggard lion struggled to catch its prey due to its weakened state. (Zayıf düşmüş aslan, güçsüz halinden dolayı avını yakalamakta zorlandı.)
- The haggard musician gave an emotional performance, pouring all his energy into his music. (Halsiz müzisy
- The haggard look in her eyes indicated that she was under a lot of stress. (Gözlerindeki halsiz ifade, stres altında olduğunu işaret ediyordu.)
- The haggard homeless man slept on a park bench, using a piece of cardboard as a pillow. (Halsiz evsiz adam, karton bir yastık olarak kullanarak park bankında uyudu.)
- The haggard athlete struggled to finish the marathon due to a lack of proper training. (Zayıf düşmüş sporcu, yeterli eğitim eksikliğinden dolayı maratonu tamamlamakta zorlandı.)
- The haggard teacher was grateful for the summer break, as she was completely exhausted from a long school year. (Halsiz öğretmen, uzun bir okul yılından tamamen yorgun olduğu için yaz tatiline minnettar kaldı.)
- The haggard look on his face suggested that he had been up all night studying for the exam. (Yüzündeki halsiz ifade, sınav için tüm gece çalıştığını gösteriyordu.)
Hemen Yorum Yaz