Guiltily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guiltily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Guiltily Nedir?

Guiltily, İngilizce bir sıfat olan “guilty” kelimesinin zarf hali olarak kullanılan bir sözcüktür. Türkçe karşılığı “suçlu bir şekilde” veya “vicdanen sorumlu bir şekilde” olarak açıklanabilir.

Örnek Cümleler:

  1. She looked guiltily at her friend, knowing she had lied to her. (Arkadaşına yalan söylediği için vicdanen sorumlu bir şekilde ona baktı.)
  2. He spoke guiltily about his mistake at work. (İşindeki hatasından dolayı suçlu bir şekilde konuştu.)
  3. The child smiled guiltily, knowing he had eaten the last cookie. (Son kurabiyeyi yediği için vicdanen sorumlu bir şekilde gülümsedi.)
  4. She took the money guiltily, knowing it was wrong. (Yanlış olduğunu bilerek parayı suçlu bir şekilde aldı.)
  5. He avoided eye contact guiltily, knowing he had let his friend down. (Arkadaşını hayal kırıklığına uğrattığı için suçlu bir şekilde göz temasından kaçındı.)
  6. The employee apologized guiltily for being late to the meeting. (Toplantıya geç kaldığı için suçlu bir şekilde özür diledi.)
  7. The student looked guiltily at the teacher, knowing he hadn’t studied for the exam. (Sınav için çalışmadığı için suçlu bir şekilde öğretmene baktı.)
  8. She felt guiltily about not telling her parents the truth. (Ailesine gerçeği söylemediği için vicdanen sorumlu bir şekilde hissetti.)
  9. He cleaned up the spilled milk guiltily, knowing he had been careless. (Dikkatsiz davrandığı için suçlu bir şekilde dökülen sütü temizledi.)
  10. The driver smiled guiltily when he saw the police car behind him. (Polis arabasını arkasında görünce suçlu bir şekilde gülümsedi.)
  11. She whispered guiltily to her friend, knowing she had gossiped about her. (Arkadaşı hakkında dedikodu yaptığı için suçlu bir şekilde arkadaşına fısıldadı.)
  12. He admitted guiltily to cheating on the test. (Sınava hile yaparak suçunu itiraf etti.)
  13. The dog wagged its tail guiltily, knowing it had chewed on the furniture. (Mobilyalara zarar verdiği için vicdanen sorumlu bir şekilde kuyruğunu salladı.)
  14. She hugged her friend guiltily, knowing she had been distant lately. (Son zamanlarda mesafeli davrandığı için suçlu bir şekilde arkadaşına sarıldı.)
  15. He nodded guiltily when his mother asked if he had finished his homework. (Ödevini bitirmediği sorulunca suçlu bir şekilde başını salladı.)
  16. The thief looked guiltily at the security guard, knowing he had been caught. (Yakalandığını bildiği için suçlu bir şekilde güvenlik görevlisine baktı.)
  17. She ate

the last piece of cake guiltily, knowing she had promised to save it for her sister. (Kardeşine saklamayı söz verdiği pasta dilimini yediği için suçlu bir şekilde hissetti.)
18. He scratched his head guiltily, realizing he had forgotten his friend’s birthday. (Arkadaşının doğum gününü unuttuğunu fark edince suçlu bir şekilde başını kaşıdı.)

  1. The student handed in the late assignment guiltily, knowing he had procrastinated. (Prokrastine ettiği için ödevi geç teslim ettiği için suçlu bir şekilde ödevini teslim etti.)
  2. She smiled guiltily at her husband, knowing she had spent too much money on shopping. (Alışverişte fazla para harcadığı için suçlu bir şekilde eşine gülümsedi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.