Groundless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Groundless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Groundless Nedir?

Groundless kelimesi İngilizcede “temelsiz” veya “dayanaksız” anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir iddia, düşünce veya suçlamaya karşı savunulamaz veya gerçekçi olmayan bir şekilde kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. His accusations were groundless and without evidence. (Suçlamaları temelsiz ve kanıt olmadan yapılmıştı.)
2. The rumors about her are completely groundless. (Onunla ilgili çıkan söylentiler tamamen temelsizdir.)
3. The lawsuit was dismissed due to groundless claims. (Dava, temelsiz iddialar nedeniyle reddedildi.)
4. His argument was groundless and lacked logical reasoning. (Tartışması temelsizdi ve mantıksal bir nedeni yoktu.)
5. The politician made groundless promises during the campaign. (Politikacı kampanya sırasında temelsiz vaatler verdi.)
6. She had a groundless fear of heights. (Yükseklik korkusu temelsizdi.)
7. His accusations were proven to be groundless in court. (Mahkemede suçlamalarının temelsiz olduğu kanıtlandı.)
8. The article made groundless assumptions about the company’s financial situation. (Makale, şirketin mali durumu hakkında temelsiz varsayımlar yaptı.)
9. The allegations against him were groundless and based on hearsay. (Ona yöneltilen suçlamalar temelsizdi ve söylentilere dayanıyordu.)
10. The criticism he received was groundless and unfair. (Aldığı eleştiri temelsiz ve haksızdı.)
11. Her worries about the future were groundless and unnecessary. (Gelecek hakkındaki endişeleri temelsiz ve gereksizdi.)
12. The claim that the product was defective proved to be groundless. (Ürünün kusurlu olduğu iddiası temelsiz olduğu kanıtlandı.)
13. His accusations were dismissed as groundless by the police. (Polis, suçlamalarını temelsiz olarak reddetti.)
14. The argument they had was based on groundless assumptions. (Sahip oldukları tartışma temelsiz varsayımlara dayanıyordu.)
15. The conspiracy theory was completely groundless and lacked any evidence. (Komplo teorisi tamamen temelsizdi ve herhangi bir kanıtı yoktu.)
16. His criticism of the book was groundless and showed a lack of understanding. (Kitaba yönelik eleştirisi temelsizdi ve anlayış eksikliğini gösteriyordu.)
17. The claims made by the tabloid were groundless and sensationalized. (Gazetenin yaptığı iddialar temelsizdi ve abartılıydı.)
18. The decision to fire him was based on groundless allegations. (Onu işten çıkarma kararı temelsiz suçlamalara dayanıyordu.)
19. The fears about the safety of the vaccine were groundless and unfounded. (Aşı güvenliği ile ilg

20. The company’s decision to pull the product from the market was based on groundless rumors. (Şirketin ürünü piyasadan çekme kararı temelsiz söylentilere dayanıyordu.)

(Türkçe çeviriler kalın olarak yazılmıştır.)