Gravestone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gravestone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gravestone Nedir?

Gravestone kelimesi, bir kişinin mezarına dikilen veya yerleştirilen taş anlamına gelir. Bu taş genellikle kişinin adını, doğum ve ölüm tarihlerini içerir.

Örnek cümleler:

1. The gravestone in the cemetery was old and weathered. Mezarlıkta bulunan gravestone eski ve aşınmıştı.
2. She visited her grandfather’s gravestone every year to pay her respects. Saygı göstermek için her yıl dedesinin mezarını ziyaret etti.
3. The inscription on the gravestone was difficult to read due to the fading letters. Gravestone üzerindeki yazılar, solmuş harflerden dolayı okumak zordu.
4. They decided to engrave a meaningful quote on the gravestone of their loved one. Sevdiklerinin gravestone’una anlamlı bir alıntı kazımaya karar verdiler.
5. The gravestone marked the final resting place of the soldier who fought bravely for his country. Cesurca savaşan askerin son dinlenme yerini gravestone belirledi.
6. The family gathered around the gravestone to say their final goodbyes. Aile, son vedalarını söylemek için gravestone’un etrafında toplandı.
7. There were several gravestones in the cemetery that had been vandalized. Mezarlıkta vandalize edilen birkaç gravestone vardı.
8. The gravestone was adorned with beautiful flowers in memory of the deceased. Ölünün anısına güzel çiçeklerle süslenmiş gravestone.
9. She felt a sense of peace as she stood in front of her mother’s gravestone. Annesinin gravestone’unun önünde durduğunda huzur hissetti.
10. The gravestone was a reminder of the person’s life and legacy. Gravestone, kişinin hayatı ve mirasını hatırlatan bir hatırlatıcıydı.
11. They placed a small statue next to the gravestone to honor their loved one. Sevdiklerini onurlandırmak için gravestone’un yanına küçük bir heykel yerleştirdiler.
12. The gravestone of the famous author was visited by many fans and admirers. Ünlü yazarın gravestone’u birçok hayran ve hayran tarafından ziyaret edildi.
13. He spent hours searching the cemetery for his ancestor’s gravestone. Atasının gravestone’unu bulmak için saatlerini mezarlıkta aramakla geçirdi.
14. The gravestone was the only remaining marker of the old church that had been demolished. Yıkılan eski kilisenin tek kalan işareti gravestone’du.
15. The gravestone of the young child was decorated with toys and stuffed animals. Genç çocuğun gravestone’u oyuncaklar ve peluş hayvanlarla süslenmişti.
16. She placed a bouquet of her

favorite flowers on her friend’s gravestone. Arkadaşının gravestone’unun üzerine sevdiği çiçeklerden bir demet bıraktı.
17. The gravestone of the unknown soldier represented the sacrifice of all those who had fought in the war. Bilinmeyen askerin gravestone’u, savaşta savaşan tüm insanların fedakarlığını temsil ediyordu.

18. They commissioned a skilled craftsman to design and create a unique gravestone for their loved one. Sevdikleri için eşsiz bir gravestone tasarlamak ve oluşturmak için yetenekli bir zanaatkarı görevlendirdiler.
19. The gravestone of the wealthy businessman was elaborate and expensive. Zengin iş adamının gravestone’u karmaşık ve pahalıydı.
20. The gravestone of the beloved teacher was inscribed with messages of love and gratitude from her students. Sevilen öğretmenin gravestone’u öğrencilerinin sevgi ve minnettarlık mesajlarıyla yazılmıştı.