Gratuitous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gratuitous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gratuitous Nedir?

Gratuitous, Türkçe’de “gereksiz” anlamına gelir. İngilizcede sıklıkla “unwarranted”, “unnecessary” veya “uncalled for” gibi kelimelerle eş anlamlı olarak kullanılır. Genellikle bir eylem veya davranış için herhangi bir sebep veya gerekçe olmadığını ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The film’s gratuitous violence made it difficult to watch. (Filmin gereksiz şiddeti izlemesi zorlaştırdı.)
  2. The politician’s gratuitous insults offended many voters. (Politikacının gereksiz hakaretleri birçok seçmeni kızdırdı.)
  3. The restaurant charged a gratuitous fee for extra ketchup packets. (Restoran ekstra ketçap paketleri için gereksiz bir ücret talep etti.)
  4. His gratuitous use of profanity made him unpopular with his coworkers. (Kabalıkla kullanılan gereksiz küfürleri, iş arkadaşları tarafından sevilmedi.)
  5. The book included gratuitous sex scenes that added nothing to the plot. (Kitap, hikayeye hiçbir şey katmayan gereksiz cinsel sahneler içeriyordu.)
  6. The teacher’s gratuitous criticism of the student’s work was demotivating. (Öğretmenin öğrencinin işine gereksiz eleştirisi motivasyonunu düşürdü.)
  7. The website was full of gratuitous pop-up ads. (Web sitesi gereksiz pop-up reklamlarıyla doluydu.)
  8. The athlete’s gratuitous celebration after scoring the winning goal was excessive. (Atletin galibiyet golünden sonra yaptığı gereksiz kutlamalar aşırıydı.)
  9. The company’s gratuitous use of plastic packaging was harmful to the environment. (Şirketin gereksiz plastik ambalaj kullanımı çevreye zararlıydı.)
  10. The novel’s gratuitous use of big words made it difficult to read. (Romanın gereksiz büyük kelimeler kullanması okumasını zorlaştırdı.)
  11. The comedian’s gratuitous jokes about a tragedy were insensitive. (Komedyenin bir trajedi hakkındaki gereksiz şakaları duyarsızdı.)
  12. The painting had a gratuitous amount of color that clashed with the room’s decor. (Resim, odayla uyumsuz olan gereksiz bir renk miktarına sahipti.)
  13. The director’s gratuitous use of slow-motion shots slowed down the pace of the film. (Yönetmenin gereksiz yavaş çekim kullanımı, filmin temposunu yavaşlattı.)
  14. The singer’s gratuitous ad-libs distracted from the song’s melody. (Şarkıcının gereksiz eklemeleri, şarkının melodisinden dikkatleri dağıttı.)
  15. The company’s gratuitous spending on unnecessary expenses led to financial troubles. (Şirketin gereksiz masraflara yaptığı harcamalar, finansal sorunlara neden oldu.)
  16. The journalist’s gratuitous

criticism of the celebrity’s personal life was invasive and disrespectful. (Gazetecinin ünlünün kişisel hayatıyla ilgili gereksiz eleştirileri, müdahaleci ve saygısızdı.)
17. The novel’s gratuitous use of stereotypes perpetuated harmful cultural narratives. (Romanın gereksiz klişe kullanımı zararlı kültürel anlatıları sürdürdü.)

  1. The politician’s gratuitous promises during the campaign were unrealistic and insincere. (Kampanya sırasında politikacının verdiği gereksiz vaatler gerçekçi ve samimi değildi.)
  2. The company’s gratuitous use of jargon made it difficult for customers to understand their products. (Şirketin gereksiz jargon kullanımı, müşterilerin ürünlerini anlamasını zorlaştırdı.)
  3. The director’s gratuitous use of CGI effects detracted from the film’s authenticity. (Yönetmenin gereksiz CGI efektleri kullanımı, filmin gerçekliğinden ödün verdi.)

(Her örnek cümle, mavi ve kalın HTML etiketi kullanılarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.