Grainy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grainy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grainy Nedir?


Grainy, Türkçe’de “taneli” anlamına gelir ve görüntü, yüzey veya dokuda küçük taneler veya taneciklerin bulunması durumunu ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The bread had a grainy texture. (Ekmek, taneli bir dokuya sahipti.)
  2. The sand on the beach was very grainy. (Plajdaki kum çok taneliydi.)
  3. The photo was grainy and blurry. (Fotoğraf taneli ve bulanık görünüyordu.)
  4. The lotion felt grainy on my skin. (Losyon cildimde taneli bir his bıraktı.)
  5. The painter used a grainy canvas for the painting. (Ressam, tablosu için taneli bir kanvas kullandı.)
  6. The sugar in the jar was a bit grainy. (Kavanozdaki şeker biraz taneliydi.)
  7. The road was covered in a grainy layer of sand. (Yol, taneli bir tabaka halinde kumla kaplıydı.)
  8. The video quality was grainy and pixelated. (Video kalitesi taneli ve piksel piksel görünüyordu.)
  9. The peanut butter had a grainy texture. (Fıstık ezmesi, taneli bir dokuya sahipti.)
  10. The paint on the wall was grainy and uneven. (Duvar üzerindeki boya taneli ve düzensizdi.)
  11. The sugar scrub felt grainy but exfoliated well. (Şeker peelingi taneli hissettirdi ama iyi bir şekilde ölü deriyi temizledi.)
  12. The sea salt had a grainy texture and added flavor to the dish. (Deniz tuzu, taneli bir dokuya sahipti ve yemeğe tat kattı.)
  13. The skin on the apple was grainy and tough. (Elmanın kabuğu taneli ve sertti.)
  14. The sandpaper had a very grainy surface. (Zımpara kağıdının yüzeyi çok taneliydi.)
  15. The ground coffee was a bit grainy but made a strong cup of coffee. (Öğütülmüş kahve biraz taneliydi ama güçlü bir fincan kahve yaptı.)
  16. The soil in the garden was grainy and dry. (Bahçedeki toprak taneli ve kuru idi.)
  17. The rock was covered in a grainy layer of sandstone. (Kaya, taneli bir kumtaşı tabakası ile kaplıydı.)
  18. The ice cream had a grainy texture and tasted icy. (Dondurma, taneli bir dokuya sahipti ve buzlu bir tat verdi.)
  19. The artist used a grainy pencil to create a sketch. (Sanatçı, bir eskiz oluşturmak için taneli bir kurşun kalem kullandı.)
  20. The flour was grainy and needed to be sifted before baking. (Un, taneli ve pişirmeden önce süzülmesi gerekiyordu.)

Grainy İle İlgili İfadeler

  1. The old TV had a grainy picture and poor sound quality. (Eski televizyon taneli bir görüntüye ve kötü ses kalitesine sahipti.)
  2. The sandpaper left a grainy residue on the surface. (Zımpara kağıdı yüzeyde taneli bir kalıntı bıraktı.)
  3. The rough texture of the wall was due to the grainy plaster used. (Duvarın kaba dokusu, kullanılan taneli sıvadan kaynaklanıyordu.)
  4. The sugar in the recipe should be fine-grained, not grainy. (Tarifte kullanılacak şeker, taneli değil, ince taneli olmalı.)
  5. The grainy sensation in my teeth made me realize I had accidentally bitten on a piece of sand. (Dişlerimdeki taneli his, yanlışlıkla bir kum tanesine ısırığımın farkına varmama neden oldu.)
  6. The artist used a grainy brush stroke to add texture to the painting. (Sanatçı, tabloya dokuya eklemek için taneli bir fırça darbesi kullandı.)
  7. The grainy appearance of the film added to its nostalgic feel. (Filmin taneli görünümü, nostaljik hissine katkıda bulundu.)
  8. The salad had a grainy texture due to the quinoa and chopped nuts. (Salata, kinoa ve doğranmış fındık nedeniyle taneli bir dokuya sahipti.)
  9. The sandcastle had a grainy texture and looked very realistic. (Kumdan yapılmış kale taneli bir dokuya sahipti ve çok gerçekçi görünüyordu.)
  10. The grainy consistency of the mashed potatoes was due to the potato skins not being removed. (Püre patatesin taneli kıvamı, patates kabuklarının çıkarılmamasından kaynaklandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.