Gourmand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gourmand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gourmand İle İlgili Cümleler

Gourmand: Lezzet düşkünü olan kişi, yemek tutkunu.

1. The gourmand couldn’t resist trying the new Michelin-starred restaurant. (Lezzet düşkünü, yeni Michelin yıldızlı restoranı denemekten kendini alamadı.)
2. She’s a gourmand who loves to indulge in all types of food. (O, her tür yiyeceğe merakı olan bir gurme.)
3. The food critic was a true gourmand, always on the hunt for the best meals. (Yemek eleştirmeni gerçek bir gurme idi, her zaman en iyi yemekleri arıyordu.)
4. The gourmand savored every bite of the exquisite truffle dish. (Lezzet düşkünü, nefis trüf yemeğinin her lokmasının tadını çıkardı.)
5. He may be a gourmand, but he’s also a health enthusiast who prioritizes clean eating. (O bir gurme olabilir, ancak temiz yemeği öncelikli tutan bir sağlık tutkunu da.)
6. The gourmand spent all weekend experimenting with new recipes in the kitchen. (Lezzet düşkünü, tüm hafta sonunu yeni tarifler deneyerek mutfağa ayırdı.)
7. The restaurant’s signature dish was a must-try for any gourmand visiting the city. (Şehre gelen her gurme için, restoranın imza yemeği mutlaka denemelikti.)
8. As a true gourmand, she always has a list of must-try restaurants when traveling to a new city. (Gerçek bir gurme olarak, yeni bir şehre seyahat ederken mutlaka denemelik restoranlar listesi hazırlar.)
9. The gourmand was disappointed by the lackluster meal at the highly-rated restaurant. (Lezzet düşkünü, yüksek puanlı restoranda vasat bir yemekle hayal kırıklığına uğradı.)
10. He’s not just a gourmand, he’s a food connoisseur who appreciates the finer details of a dish. (O sadece bir gurme değil, yemeğin ince detaylarını takdir eden bir yiyecek uzmanı.)
11. The gourmand was ecstatic to try the rare delicacy he had heard so much about. (Lezzet düşkünü, çok duyduğu nadir bir lezzeti denemek için coşkuluydu.)
12. The gourmand had a hard time deciding which dish to order from the extensive menu. (Lezzet düşkünü, geniş menüden hangi yemeği sipariş ed

13. The gourmand was impressed by the chef’s innovative use of ingredients in the dishes. (Lezzet düşkünü, şefin yemeklerdeki yenilikçi malzeme kullanımından etkilendi.)
14. She’s a gourmand who loves to cook and experiment with new flavors in her own kitchen. (O, kendi mutfağında yeni tatlar denemekten hoşlanan bir gurme.)
15. The restaurant’s unique and creative dishes were a delight for any gourmand. (Restoranın benzersiz ve yaratıcı yemekleri, herhangi bir gurme için keyif vericiydi.)
16. The gourmand was disappointed by the overcooked steak at the high-end restaurant. (Lezzet düşkünü, pahalı restoranda fazla pişmiş bifteğiyle hayal kırıklığına uğradı.)
17. He’s not just a gourmand, he’s also a wine connoisseur who enjoys pairing the perfect wine with his meals. (O sadece bir gurme değil, yemeklerine uygun mükemmel şarapları eşleştirmekten zevk alan bir şarap uzmanı.)
18. The gourmand was in food heaven when he tasted the authentic cuisine on his trip to Italy. (Lezzet düşkünü, İtalya seyahatinde gerçek yemekleri tadınca adeta yemek cennetindeydi.)
19. The gourmand was delighted to find a hidden gem of a restaurant that only locals knew about. (Lezzet düşkünü, sadece yerlilerin bildiği gizli bir mücevher restoranı bulduğu için çok mutlu oldu.)
20. As a gourmand, she’s always on the lookout for new and interesting food trends to try. (Bir gurme olarak, denemek için yeni ve ilginç yemek trendlerini her zaman takip ediyor.)