Goopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Goopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Goopy nedir?

Goopy, Türkçe karşılığı “yapış yapış” olan bir kelime olarak kullanılır. Bir şeyin yapışkan, kaygan ve yağlı bir yüzeye sahip olmasını ifade eder.

Örnek Cümleler

  1. I hate cooking with butter because it makes everything so goopy. (Ben yağ ile yemek yapmaktan nefret ederim çünkü her şeyi yapış yapış yapar.)
  2. She applied too much lotion and now her skin is goopy. (Çok fazla losyon sürdü ve şimdi cildi yapışkan.)
  3. The paint was still goopy when I tried to touch it. (Dokunmaya çalıştığımda boya hala yapışkan.)
  4. The slime on the floor was goopy and gross. (Yerdeki sümük yapış yapış ve tiksindiriciydi.)
  5. The glue was so goopy that it took forever to dry. (Yapıştırıcı o kadar yapış yapıştı ki kuruması için saatlerce sürdü.)
  6. The cake batter was too goopy to pour into the pan. (Kek hamuru tavaya dökmek için çok yapışkan.)
  7. I don’t like using that type of shampoo because it makes my hair goopy. (Saçımı yapış yapış yapan o şampuanı kullanmaktan hoşlanmam.)
  8. The mud was so goopy that it got stuck in my shoes. (Çamur o kadar yapış yapıştı ki ayakkabılarıma yapıştı.)
  9. The slime in the science experiment was goopy and sticky. (Bilim deneyindeki sümük yapışkan ve yapışkan idi.)
  10. I accidentally spilled honey on my hands and now they are all goopy. (Elinde yanlışlıkla bal döktüm ve şimdi hepsi yapış yapış.)
  11. The frosting on the cake was goopy and hard to spread. (Kek üzerindeki glazür yapışkan ve yaymak için zordu.)
  12. The ink was so goopy that it smudged all over the paper. (Mürekkep o kadar yapışkan ve sulu ki tüm kağıda bulaştı.)
  13. The slime toy was so goopy that it left a residue on my hands. (Sümük oyuncak o kadar yapış yapıştı ki ellerimde bir kalıntı bıraktı.)
  14. The lotion made my skin feel goopy and slimy. (Losyon cildimi yapışkan ve sümük gibi hissettirdi.)
  15. The caramel on the candy bar was goopy and sticky. (Şekerleme çubuğundaki karamel yapışkan ve yapışkan.)
  16. The peanut butter was so goopy that it stuck to the roof of my mouth. (Fıstık ezmesi o kadar yapış yapıştı ki ağzımın tavanına yapıştı.)
  17. The slime on the sidewalk was goopy and hard to clean up. (Kaldırımdaki sümük yapışkan ve temizlemesi zordu.)
  18. The cake was too goopy to slice neatly. (Kek dilimlemek

için çok yapışkan ve düzgün kesmek zordu.)
19. The clay was goopy and hard to shape. (Kil yapışkan ve şekil vermesi zordu.)

  1. The paintbrush was goopy with too much paint on it. (Fırça çok fazla boya ile yapış yapıştı.)

Bu örnek cümlelerde “goopy” kelimesi, birçok farklı nesne veya madde için kullanılmıştır ve hepsi de yapışkan, kaygan ve yağlı bir yüzeye sahip olma durumunu ifade etmiştir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.