Good Old İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good Old İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good Old Nedir?

Good Old, “iyi eski zamanlar” anlamına gelen bir deyimdir.

Örnek Cümleler:

1. Good old memories always make me feel nostalgic. (İyi eski anılar her zaman beni nostaljik hissettirir.)
2. My grandma used to tell me stories about the good old days. (Büyükannem bana iyi eski günler hakkında hikayeler anlatırdı.)
3. I miss the good old times when we used to hang out every weekend. (Her hafta sonu takıldığımız iyi eski zamanları özlüyorum.)
4. The good old days of handwritten letters are long gone. (El yazısı mektupların iyi eski günleri çoktan geride kaldı.)
5. Those were the good old days when we didn’t have to worry about bills and responsibilities. (Faturalar ve sorumluluklar hakkında endişelenmediğimiz iyi eski günlerdi.)
6. The good old days of dial-up internet seem so primitive now. (Dial-up internetin iyi eski günleri şimdi çok ilkel görünüyor.)
7. Let’s take a trip down memory lane and revisit the good old days. (Hafızalarımızı tazeleyelim ve iyi eski günlere geri dönelim.)
8. I wish I could go back to the good old days when life was simpler. (Hayatın daha basit olduğu iyi eski günlere geri dönebilsem keşke.)
9. The good old times of black and white movies will always be classic. (Siyah beyaz filmlerin iyi eski zamanları her zaman klasik kalacak.)
10. There’s nothing like the good old days of playing outside with friends. (Arkadaşlarla dışarıda oynama iyi eski günlerin yerini hiçbir şey tutamaz.)
11. I remember the good old days when we used to have family dinners every Sunday. (Her Pazar ailece yemek yediğimiz iyi eski günleri hatırlıyorum.)
12. The good old days of cassette tapes and Walkmans seem so outdated now. (Kaset ve Walkman’in iyi eski zamanları şimdi çok eskide kaldı.)
13. Those were the good old days when we used to ride our bikes everywhere. (Her yere bisikletle gittiğimiz iyi eski günlerdi.)
14. I wish I could go back to the good old days when music was better.

15. The good old times of handwritten notes and letters had a personal touch that’s missing now. (El yazısı notlar ve mektupların iyi eski zamanları şimdi eksik olan kişisel bir dokunuşa sahipti.)
16. The good old days of simpler technology were less stressful. (Daha basit teknolojinin iyi eski günleri daha az stresliydi.)
17. I remember the good old days when we used to make popcorn and watch movies at home. (Evinde patlamış mısır yapıp film izlediğimiz iyi eski günleri hatırlıyorum.)
18. The good old days of big family gatherings and celebrations were always memorable. (Büyük aile toplantılarının ve kutlamaların iyi eski günleri her zaman unutulmazdı.)
19. Those were the good old days when people used to write love letters instead of sending text messages. (Aşk mektupları yazmanın, metin mesajı göndermek yerine kullanıldığı iyi eski günlerdi.)
20. Let’s bring back the good old traditions and values that have been lost over time. (Zamanla kaybolan iyi eski gelenekleri ve değerleri geri getirelim.)