Apportionable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Apportionable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Apportionable

Türkçe karşılığı: Bölünebilir, paylaşılabilir

Apportionable kelimesi, bir şeyin bölünebilir veya paylaşılabilir olduğunu ifade eder. Bu kelime özellikle maliyetler, gelirler veya diğer kaynaklar gibi bir grup insan veya organizasyon arasında bölüştürülebilen şeyler için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The expenses for the project were apportionable among the team members. (Proje için yapılan masraflar ekip üyeleri arasında bölünebilirdi.)
  2. The company’s profits are apportionable to its shareholders. (Şirketin karı, hissedarlarına paylaştırılabilir.)
  3. The rent for the office space was apportionable between the two businesses. (Ofis alanının kirası iki işletme arasında bölünebilirdi.)
  4. The taxes were apportionable based on each employee’s income. (Vergiler, her çalışanın gelirine göre bölünebilirdi.)
  5. The insurance premiums were apportionable among the members of the group. (Sigorta primleri, grubun üyeleri arasında paylaştırılabilir.)
  6. The team’s workload was apportionable among its members. (Ekip çalışması yükü, üyeleri arasında bölünebilirdi.)
  7. The budget was apportionable between the various departments. (Bütçe, çeşitli departmanlar arasında bölünebilirdi.)
  8. The bonus pool was apportionable based on each employee’s performance. (Bonus havuzu, her çalışanın performansına göre bölünebilirdi.)
  9. The expenses for the conference were apportionable between the organizers. (Konferans için yapılan masraflar organizatörler arasında bölünebilirdi.)
  10. The rental fees were apportionable between the roommates. (Kira ücretleri, ev arkadaşları arasında bölünebilirdi.)
  11. The costs of the project were apportionable to the different stakeholders. (Projenin maliyetleri, farklı paydaşlara paylaştırılabilirdi.)
  12. The funding for the research was apportionable between the universities. (Araştırma için yapılan finansman, üniversiteler arasında bölünebilirdi.)
  13. The benefits package was apportionable based on each employee’s tenure. (Faydalar paketi, her çalışanın hizmet süresine göre bölünebilirdi.)
  14. The expenses for the event were apportionable among the sponsors. (Etkinlik için yapılan masraflar sponsorlar arasında bölünebilirdi.)
  15. The profits from the sale were apportionable between the partners. (Satıştan elde edilen kar, ortaklar arasında paylaştırılabilirdi.)
  16. The cost of the project was apportionable based on the size of each team. (Projenin maliyeti, her ekibin büyüklüğüne göre
  1. The revenue from the product was apportionable between the manufacturers and distributors. (Üründen gelen gelir, üreticiler ve distribütörler arasında bölünebilirdi.)
  2. The expenses for the trip were apportionable among the travelers. (Gezi için yapılan masraflar gezginler arasında paylaştırılabilirdi.)
  3. The budget for the department was apportionable among the various projects. (Departmanın bütçesi, çeşitli projeler arasında bölünebilirdi.)
  4. The costs of the construction project were apportionable between the contractors. (İnşaat projesinin maliyetleri, yükleniciler arasında bölünebilirdi.)

Türkçe karşılıklar: bölünebilir, paylaşılabilir

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.