Go Dutch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Go Dutch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Go Dutch Nedir?

Go Dutch, bir yemeği veya bir aktiviteyi ödeme konusunda herkesin kendi payını karşılamasına denir. Bu ifade, özellikle arkadaşlar arasında yaygın olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. Let’s go Dutch tonight, I don’t want to pay for everyone’s meal again. (Bu akşam Dutch yapalım, yine herkesin yemeğini ben ödemek istemiyorum.)
  2. I prefer to go Dutch on our first date, it just feels fair. (İlk randevumuzda Dutch yapmayı tercih ederim, adil hissettiriyor.)
  3. Whenever we go out as a group, we always go Dutch. (Grup olarak dışarı çıktığımızda her zaman Dutch yapıyoruz.)
  4. I don’t mind going Dutch, but I think we should split the bill evenly. (Dutch yapmaktan rahatsız değilim, ama hesabı eşit şekilde paylaşmalıyız diye düşünüyorum.)
  5. My friend and I decided to go Dutch on the concert tickets. (Arkadaşım ve ben konser biletleri için Dutch yapmaya karar verdik.)
  6. If you’re on a tight budget, suggest going Dutch with your friends. (Sıkı bir bütçedeyseniz, arkadaşlarınızla Dutch yapmayı önerin.)
  7. I don’t like it when someone expects me to pay for them, let’s just go Dutch. (Birinin benim için ödeme yapmamı beklediğini sevmiyorum, sadece Dutch yapalım.)
  8. Going Dutch can be a great way to avoid any awkwardness around paying for a meal. (Dutch yapmak, bir yemek için ödeme konusunda herhangi bir sakıncalı durumdan kaçınmak için harika bir yol olabilir.)
  9. I always make sure to bring enough cash to go Dutch. (Dutch yapmak için yeterli nakit getirdiğimden emin olurum.)
  10. We usually go Dutch on birthday dinners, it’s easier that way. (Doğum günü yemeklerinde genellikle Dutch yapıyoruz, bu daha kolay.)
  11. I don’t want you to pay for my movie ticket, let’s go Dutch. (Benim film biletim için ödeme yapmanı istemiyorum, Dutch yapalım.)
  12. Going Dutch means everyone is responsible for their own expenses. (Dutch yapmak, herkesin kendi harcamalarından sorumlu olduğu anlamına gelir.)
  13. We decided to go Dutch on the vacation rental, it was more affordable that way. (Tatil kiralığında Dutch yapmaya karar verdik, bu şekilde daha uygun fiyatlı oldu.)
  14. If you don’t want to go Dutch, that’s fine, I’ll just pay for myself. (Dutch yapmak istemiyorsanız, sorun değil, sadece kendim için öderim.)
  15. Going Dutch is a common practice in some countries. (Dutch yapmak, bazı ülkelerde yaygın bir uygulamadır.)
  16. I always offer to go Dutch on the first date
  1. Let’s go Dutch on the drinks, I don’t want you to feel like you have to pay for me. (İçecekler için Dutch yapalım, senin için ödeme yapman gerektiğini hissetmek istemiyorum.)
  2. Going Dutch can be a good way to avoid any resentment or tension around paying for something. (Dutch yapmak, bir şey için ödeme yapma konusunda herhangi bir kızgınlık veya gerilimi önlemenin iyi bir yolu olabilir.)
  3. We always go Dutch when we go out for lunch at work. (İşte öğle yemeğine çıktığımızda her zaman Dutch yapıyoruz.)
  4. Do you want to go Dutch on this activity or do you want me to pay for both of us? (Bu etkinlik için Dutch yapmak istiyor musun yoksa ikimizin de ödemesini ben mi yapayım?)

Türkçe Karşılıklar:

1. Bu akşam Dutch yapalım, yine herkesin yemeğini ben ödemek istemiyorum.
2. İlk randevumuzda Dutch yapmayı tercih ederim, adil hissettiriyor.
3. Grup olarak dışarı çıktığımızda her zaman Dutch yapıyoruz.
4. Dutch yapmaktan rahatsız değilim, ama hesabı eşit şekilde paylaşmalıyız diye düşünüyorum.
5. Arkadaşım ve ben konser biletleri için Dutch yapmaya karar verdik.
6. Sıkı bir bütçedeyseniz, arkadaşlarınızla Dutch yapmayı önerin.
7. Birinin benim için ödeme yapmamı beklediğini sevmiyorum, sadece Dutch yapalım.
8. Dutch yapmak, bir yemek için ödeme konusunda herhangi bir sakıncalı durumdan kaçınmak için harika bir yol olabilir.
9. Dutch yapmak için yeterli nakit getirdiğimden emin olurum.
10. Doğum günü yemeklerinde genellikle Dutch yapıyoruz, bu daha kolay.
11. Benim film biletim için ödeme yapmanı istemiyorum, Dutch yapalım.
12. Dutch yapmak, herkesin kendi harcamalarından sorumlu olduğu anlamına gelir.
13. Tatil kiralığında Dutch yapmaya karar verdik, bu şekilde daha uygun fiyatlı oldu.
14. Dutch yapmak istemiyorsanız, sorun değil, sadece kendim için öderim.
15. Dutch yapmak, bazı ülkelerde yaygın bir uygulamadır.
16. İlk randevuda Dutch yapmayı her zaman teklif ederim.
17. İçecekler için Dutch yapalım, senin için ödeme yapman gerektiğini hissetmek istemiyorum.
18. Dutch yapmak, bir şey için ödeme yapma konusunda herhangi bir kızgınlık veya gerilimi önlemenin iyi bir yolu olabilir.
19. İşte öğle yemeğine çıktığımızda her zaman

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.