Glutton İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Glutton İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Glutton (Aşırı Yeme İsteği) İle İlgili Cümleler:

Glutton, aşırı yeme isteği anlamına gelir. Bu kelime, genellikle negatif bir anlam taşır ve aşırı yemek yeme davranışını ifade etmek için kullanılır.

1. I can’t believe he ate the entire pizza by himself, he’s such a glutton. (Kendisi tüm pizzayı yediğine inanamıyorum, gerçek bir obur.)
2. She has a gluttonous appetite and can eat anything in sight. (Onun obur bir iştahı var ve gözünün önünde ne varsa yiyebilir.)
3. He is a glutton for punishment and always takes on too much work. (O, cezalandırılmayı seven biri ve her zaman çok fazla iş alır.)
4. The cat was a glutton for milk and would drink every drop in the bowl. (Kedi sütü seven bir oburdu ve kasedeki her damlayı içerdi.)
5. She felt like a glutton after eating the entire cake. (Tüm keki yedikten sonra obur gibi hissetti.)
6. The buffet was a glutton’s paradise with so much food to choose from. (Büfe, seçilecek çok fazla yiyeceğin olduğu bir oburun cennetiydi.)
7. He was a glutton for attention and would do anything to get noticed. (O, ilgiyi seven bir oburdu ve fark edilmek için her şeyi yapardı.)
8. She had a gluttonous desire for sweets and would eat candy all day if she could. (Tatlılara karşı obur bir isteği vardı ve yapabilirse gün boyunca şeker yiyebilirdi.)
9. The company was a glutton for profits and would do anything to make more money. (Şirket, kar için oburdu ve daha fazla para kazanmak için her şeyi yapardı.)
10. He was a glutton for adventure and always wanted to try something new. (O, macera için oburdu ve her zaman yeni bir şey denemek istedi.)
11. The dog was a glutton for food and would beg for scraps at the dinner table. (Köpek, yiyecek için oburdu ve akşam yemeği masasında artıklar için yalvarırdı.)
12. She was a glutton

    for compliments and would fish for them all day. (O, iltifatlar için oburdu ve gün boyunca bunları avlamaya çalışırdı.)

13. He had a gluttonous love for cars and owned over twenty of them. (O, arabalara karşı obur bir sevgi besliyordu ve yirmiden fazlasını sahipti.)
14. The baby was a glutton for attention and would cry until someone picked her up. (Bebek, ilgiye oburdu ve biri onu kaldırana kadar ağlardı.)
15. She was a glutton for knowledge and would read anything she could get her hands on. (Bilgiye oburdu ve eline geçen her şeyi okurdu.)
16. The mouse was a glutton for cheese and would risk everything to get a piece. (Fare, peynir için oburdu ve bir parça almak için her şeyi riske atardı.)
17. He had a gluttonous appetite for fame and would do anything to be in the spotlight. (O, ün için obur bir iştahı vardı ve spot ışıklarında olmak için her şeyi yapardı.)
18. The toddler was a glutton for toys and would throw a tantrum if he didn’t get what he wanted. (Çocuk oyuncaklara oburdu ve istediğini alamazsa hiddet yapardı.)
19. She had a gluttonous need for control and would micromanage everything. (Kontrole obur bir ihtiyacı vardı ve her şeyi mikro yönetirdi.)
20. The seagull was a glutton for fish and would steal them right out of people’s hands. (Martı, balık için oburdu ve onları insanların elinden çalarak yerdi.)
21. He was a glutton for exercise and would work out for hours every day. (O, egzersize oburdu ve her gün saatlerce egzersiz yapardı.)