Ghastly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ghastly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ghastly Nedir?


Ghastly kelimesi Türkçe’de “korkunç, dehşet verici” anlamına gelir.

  1. The ghastly sight of the car accident made me feel sick. (Araba kazasının korkunç görüntüsü beni hasta etti.)
  2. Her ghastly appearance scared the children. (Onun dehşet verici görünüşü çocukları korkuttu.)
  3. The old, abandoned house had a ghastly atmosphere. (Eski terk edilmiş evin korkunç bir havası vardı.)
  4. The ghastly screams echoed throughout the haunted mansion. (Korkunç çığlıklar hayaletli malikanenin her yerinde yankılandı.)
  5. The ghastly figure lurking in the shadows frightened me. (Gölgelerde pusuya yatan korkunç figür beni korkuttu.)
  6. The ghastly smell of the rotten fruit made me nauseous. (Çürümüş meyvenin korkunç kokusu beni midesiz bıraktı.)
  7. The ghastly wounds on the soldier’s body were too severe to treat. (Askerin vücudundaki korkunç yaralar tedavi edilemeyecek kadar ciddiydi.)
  8. The ghastly truth about the murder shocked the community. (Cinayetle ilgili korkunç gerçek toplumu şoke etti.)
  9. The ghastly laughter coming from the clown scared the children. (Palyaçonun gelen korkunç kahkahası çocukları korkuttu.)
  10. The ghastly history of the haunted castle was well-known in the town. (Hayaletli kale’nin korkunç tarihi kasabada iyi biliniyordu.)
  11. The ghastly sound of the chains rattling in the dungeon sent shivers down my spine. (Zindanda çıngırdayan zincirlerin korkunç sesi omurgamda ürpermeme neden oldu.)
  12. The ghastly face of the monster appeared in my nightmares. (Canavarın korkunç yüzü kabuslarımda belirdi.)
  13. The ghastly scream of the banshee could be heard from miles away. (Bansheenin korkunç çığlığı kilometrelerce öteden duyulabilir.)
  14. The ghastly silence of the graveyard was unsettling. (Mezarlığın korkunç sessizliği rahatsız ediciydi.)
  15. The ghastly sight of the dead body made me want to look away. (Ölü bedenin korkunç görüntüsü gözlerimi başka yere çevirmek istedi.)
  16. The ghastly weather made it hard to see while driving. (Korkunç hava arabayla seyir halindeyken görüşü zorlaştırdı.)
  17. The ghastly scene of the murder left a lasting impression on the detective. (Cinayetin korkunç sahnesi dedektif üzerinde kalıcı bir etki bıraktı.)
  18. The ghastly shadow lurking in the corner turned out to be a coat
  1. The ghastly creaking of the old floorboards added to the creepy ambiance of the haunted house. (Eski döşeme tahtalarının korkunç çıtırtısı, hayaletli evin ürpertici atmosferine katkıda bulundu.)
  2. The ghastly monster in the horror movie was so frightening that I couldn’t sleep for days. (Korku filmindeki korkunç canavar o kadar korkunçtu ki günlerce uyuyamadım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.