Get Liquored Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Liquored Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Liquored up Nedir?

Liquored up, İngilizce bir argo terimdir ve “alkollü içki içmek” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I got completely liquored up at the party last night. (Dün gece partide tamamen sarhoş oldum.)
2. He always gets liquored up before he goes on stage. (Sahneye çıkmadan önce her zaman içki içer.)
3. I don’t like to get liquored up when I’m alone. (Yalnızken içki içmeyi sevmem.)
4. She got liquored up and made a fool of herself at the wedding. (Düğünde içki içti ve kendini aptalca gösterdi.)
5. They decided to get liquored up before going to the game. (Maça gitmeden önce içki içmeye karar verdiler.)
6. I don’t understand why people feel the need to get liquored up every weekend. (Her hafta sonu neden içki içme ihtiyacı hissettiklerini anlamıyorum.)
7. He was already liquored up when he got to the bar. (Bara geldiğinde zaten içkiliydi.)
8. She got liquored up and started dancing on the table. (İçki içti ve masanın üzerinde dans etmeye başladı.)
9. I always regret getting liquored up the next day. (Ertesi gün içki içmekten her zaman pişman olurum.)
10. They got liquored up and ended up getting into a fight. (İçki içtiler ve kavga ettiler.)
11. I prefer to have a few drinks instead of getting completely liquored up. (Tamamen sarhoş olmak yerine birkaç içki tercih ederim.)
12. She got liquored up and told me all her secrets. (İçki içti ve bana tüm sırlarını anlattı.)
13. He never gets liquored up when he’s driving. (Araba kullanırken asla içki içmez.)
14. They got liquored up and started singing karaoke. (İçki içtiler ve karaoke şarkıları söylemeye başladılar.)
15. I can’t believe he got liquored up and missed his flight. (İçki içti ve uçuşunu kaçırdığına inanamıyorum.)
16. She got liquored up and texted her ex-boyfriend. (İçki içti ve eski erkek arkadaşına mesaj attı.)
17. He always gets liquored up and starts talking about his problems. (Her zaman içki içer ve sorunları hakkında konuşmaya başlar.)
18. They got liquored up and decided to go skinny-dipping. (İçki içtiler ve çıplak yüzmeye gitmeye karar verdiler.)
19. I don’t like to get liquored up around people I don’t know well. (İyi tanımadığım insanların yanında içki içmeyi sevmem.)
20. She got liquored up and fell asleep on the couch. (İçki içti ve kanepeye uyuya kaldı.)

Devamı

21. He always gets liquored up before he has to give a presentation. (Sunum yapmadan önce her zaman içki içer.)
22. They got liquored up and ended up spending all their money at the casino. (İçki içtiler ve kumarhanede tüm paralarını harcadılar.)
23. I don’t understand why people feel the need to get liquored up to have fun. (Eğlenmek için neden içki içme ihtiyacı hissederler anlamıyorum.)
24. She got liquored up and started flirting with everyone at the party. (İçki içti ve partide herkesle flört etmeye başladı.)
25. He always gets liquored up when he’s nervous. (Sinirli olduğunda her zaman içki içer.)
26. They got liquored up and started reminiscing about old times. (İçki içtiler ve eski zamanları hatırlamaya başladılar.)
27. I don’t like to get liquored up before work. (İşe gitmeden önce içki içmeyi sevmem.)
28. She got liquored up and started singing karaoke badly. (İçki içti ve kötü karaoke şarkıları söylemeye başladı.)
29. He always gets liquored up before he has to meet his girlfriend’s parents. (Kız arkadaşının ebeveynleriyle tanışmadan önce her zaman içki içer.)
30. They got liquored up and decided to take a late-night walk on the beach. (İçki içtiler ve gece geç saatlerde plajda yürümeye karar verdiler.)