Get Excited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Excited İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Excited İle İlgili Cümleler

Get Excited kelimesi Türkçede “heyecanlanmak” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce örnek cümlelerle birlikte kullanımı yer almaktadır:

1. I always get excited when I hear my favorite song on the radio. (Her zaman en sevdiğim şarkıyı radyoda duyduğumda heyecanlanırım.)
2. We should get excited about our upcoming trip to Europe. (Avrupa’ya yapacağımız seyahatten heyecanlanmalıyız.)
3. Sarah will definitely get excited when she sees her birthday present. (Sarah doğum günü hediyesini görünce kesinlikle heyecanlanacak.)
4. Don’t get excited, it’s just a small problem. (Heyecanlanma, sadece küçük bir sorun.)
5. I can’t wait to get excited with my friends at the concert tonight. (Bu gece arkadaşlarımla konserde heyecanlanmayı bekleyemiyorum.)
6. The kids always get excited when it snows. (Çocuklar her zaman kar yağdığında heyecanlanırlar.)
7. My team is starting to get excited about our chances of winning the championship. (Takımımız şampiyonluğu kazanma şansımız hakkında heyecanlanmaya başlıyor.)
8. Get excited, the weekend is almost here! (Heyecanlanın, hafta sonu neredeyse burada!)
9. We all get excited when we see the fireworks on New Year’s Eve. (Yılbaşı gecesi havai fişekleri görünce hepimiz heyecanlanırız.)
10. The fans were getting excited as the game went into overtime. (Oyun uzatmaya girerken taraftarlar heyecanlanmaya başladılar.)
11. Don’t get too excited, we still have a lot of work to do. (Çok heyecanlanma, yapacak çok işimiz var.)
12. I always get excited when I see the ocean. (Denizi gördüğümde her zaman heyecanlanırım.)
13. The audience was getting excited as the band started to play their biggest hit. (Grup en büyük hitlerini çalmaya başlayınca seyirciler heyecanlanmaya başladı.)
14. Get excited, we’re about to try the best pizza in town! (Heyecanlanın, şehirdeki en iyi pizzayı deneyeceğiz!)
15. My dog always gets excited when I come home from work. (Köpeğim her zaman işten eve geldiğimde heyecanlanır.)
16. I get so excited when I discover a new book by my favorite author. (En sevdiğim yazarın yeni bir kitabını keşfettiğimde çok heyecanlanırım.)
17. The kids were getting excited as they waited for Santa to arrive. (Noel Baba’nın gelmesini beklerken çocuklar heyecanlanıyorlardı.)
18. Get excited, we’re going to see the biggest movie of the year! (Heyecanlanın, yılın

en büyük filmini izleyeceğiz!)
19. I always get excited when I try a new restaurant. (Yeni bir restoran denediğimde her zaman heyecanlanırım.)

20. The fans were getting excited as their favorite team scored the winning goal. (Favori takımları kazanan golü attığında taraftarlar heyecanlanmaya başladılar.)