Gentile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gentile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gentile İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Kibar, nazik, insancıl.

Örnek Cümleler:

  1. She is such a gentile lady, always helping others. (O, her zaman başkalarına yardım eden çok nazik bir bayandır.)
  2. His gentile nature makes him the perfect candidate for the job. (Onun nazik doğası, iş için mükemmel bir aday yapar.)
  3. The gentile waiter served us with a smile. (Nazik garson, bize gülümseyerek hizmet etti.)
  4. We should always be gentile with animals. (Hayvanlarla her zaman nazik olmalıyız.)
  5. She has a gentile way of speaking that makes everyone feel comfortable. (Herkesi rahat hissettiren nazik bir konuşma tarzı var.)
  6. He is a true gentile, always putting others before himself. (O, her zaman kendisinden önce diğerlerini düşünen gerçek bir nazik insandır.)
  7. The gentile breeze was a relief from the hot sun. (Nazik esinti, sıcak güneşten bir rahatlık sağladı.)
  8. We should treat everyone in a gentile manner. (Herkesi nazik bir şekilde behandik etmeliyiz.)
  9. The gentile touch of her hand made him feel better. (Onun nazik dokunuşu, onu daha iyi hissettirdi.)
  10. She is known for her gentile personality and kind heart. (O, nazik kişiliği ve iyi kalbiyle tanınır.)
  11. The gentile flow of the river was soothing to watch. (Nehrin nazik akışı izlemek rahatlatıcıydı.)
  12. He always speaks in a gentile tone, even when he is angry. (O, her zaman nazik bir tonla konuşur, hatta öfkelendiğinde bile.)
  13. The gentile slope of the hill made it easy to climb. (Tepenin nazik yamaçı tırmanmayı kolaylaştırdı.)
  14. She has a gentile touch when it comes to decorating. (Dekorasyon konusunda nazik bir dokunuşu var.)
  15. He is a gentile giant, towering over everyone else. (O, herkesin üzerinde yükselen bir nazik devdir.)
  16. The gentile rain was a welcome change from the heavy downpour. (Nazik yağmur, yoğun sağanaktan hoş bir değişiklikti.)
  17. We should always be gentile with our words, especially when speaking to children. (Özellikle çocuklarla konuşurken, her zaman sözlerimize nazik olmalıyız.)
  18. The gentile curve of the road made for a pleasant drive. (Yolun nazik kıvrımı, keyifli bir sürüş sağladı.)
  19. Her gentile mannerisms made her the perfect hostess. (Onun nazik davranışları, mükemmel bir ev sahibesi yaptı.)
  20. He always handles difficult situations with a gentile touch. (Zor durumları her zaman nazik bir yaklaşımla çözer
  1. The gentile sound of the piano filled the room with calmness. (Piyano’nun nazik sesi, odanın huzur dolmasını sağladı.)
  2. Being gentile with yourself is important for your mental health. (Kendinize karşı nazik olmak, zihinsel sağlığınız için önemlidir.)
  3. The gentile slopes of the mountain made it a popular spot for hiking. (Dağın nazik yamaçları, yürüyüş yapmak için popüler bir nokta yaptı.)
  4. Her gentile smile put everyone at ease. (Onun nazik gülümsemesi herkesi rahatlattı.)
  5. The gentile touch of her brush created a beautiful painting. (Fırçasının nazik dokunuşu, güzel bir tablo yarattı.)
  6. He always greets his guests with a gentile handshake. (Misafirlerini her zaman nazik bir el sıkışma ile karşılıyor.)
  7. The gentile warmth of the sun on her skin was comforting. (Cildindeki güneşin nazik sıcaklığı rahatlatıcıydı.)
  8. She has a gentile approach to teaching that inspires her students. (Öğretim konusunda nazik bir yaklaşımı var, öğrencilerini ilham veriyor.)
  9. The gentile rhythm of the music made it easy to dance to. (Müziğin nazik ritmi, dans etmeyi kolaylaştırdı.)
  10. He always handles animals with a gentile touch, earning their trust. (O, her zaman hayvanları nazik bir dokunuşla ele alarak, onların güvenini kazanır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.