Amnesty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amnesty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Amnesty Nedir?

Amnesty, bir kişi veya bir grup için yasal işlemlerden muafiyet sağlamak anlamına gelir. Bu, ceza yasaları veya diğer hukuki yaptırımlar kapsamındaki suçlamaların affedilmesi veya cezaların hafifletilmesi olabilir.

Örnek Cümleler:

1. Amnesty International is a non-governmental organization that advocates for human rights around the world. (Amnesty International, dünya çapında insan hakları savunuculuğu yapan bir sivil toplum kuruluşudur.)
2. The government announced an amnesty for tax evaders who come forward and pay their taxes. (Hükümet, vergi kaçakçıları için, ön plana çıkan ve vergilerini ödeyenler için bir af ilan etti.)
3. The prisoners were granted amnesty and released from jail. (Mahkumlar affedildi ve hapishaneden serbest bırakıldı.)
4. The opposition party has called for an amnesty for political prisoners. (Muhalefet partisi, siyasi mahkumlara bir af çağrısında bulundu.)
5. The amnesty was criticized by some who felt that it let criminals off the hook too easily. (Af, suçluları çok kolay bir şekilde serbest bıraktığı düşünen bazıları tarafından eleştirildi.)
6. The government offered an amnesty to illegal immigrants who had been in the country for a certain period of time. (Hükümet, belirli bir süre ülkede bulunan yasadışı göçmenlere bir af teklif etti.)
7. The amnesty program allowed for the return of stolen artifacts without fear of prosecution. (Af programı, cezalandırılma korkusu olmadan çalınan sanat eserlerinin geri dönüşüne izin verdi.)
8. The government granted amnesty to soldiers who had deserted during the war. (Hükümet, savaş sırasında kaçan askerlere bir af verdi.)
9. The amnesty was seen as a step towards reconciliation between the two warring factions. (Af, iki savaşan grup arasında uzlaşma yönünde bir adım olarak görüldü.)
10. The amnesty program was widely publicized in order to encourage people to come forward and take advantage of it. (Af programı, insanları ön plana çıkıp faydalanmaya teşvik etmek için geniş çapta duyuruldu.)
11. The opposition party accused the government of using the amnesty as a political ploy to gain votes. (Muhalefet partisi

accused the government of using the amnesty as a political ploy to gain votes. (Muhalefet partisi, hükümetin oylarını artırmak için afı siyasi bir oyun olarak kullandığını suçladı.)
12. The amnesty law was passed by the parliament with a large majority. (Af yasası, parlamentoda büyük çoğunlukla kabul edildi.)

13. The amnesty was extended to those who had committed minor offenses as well as serious crimes. (Af, hafif suçlar işleyenlerden ciddi suç işleyenlere kadar genişletildi.)
14. Some argued that the amnesty would only encourage more criminal behavior. (Bazıları afın sadece daha fazla suç işlemeye teşvik edeceğini savundu.)
15. The amnesty program was a major topic of debate in the presidential election. (Af programı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli bir tartışma konusu oldu.)
16. The United Nations called for an immediate amnesty for all political prisoners in the country. (Birleşmiş Milletler, ülkedeki tüm siyasi mahkumlar için derhal af çağrısında bulundu.)
17. The amnesty was conditional on the payment of fines and restitution to the victims of the crimes. (Af, suçların mağdurlarına cezaların ödenmesine ve tazminat verilmesine bağlı olarak verildi.)
18. The amnesty was praised by human rights groups as a step towards justice and reconciliation. (Af, insan hakları grupları tarafından adalet ve uzlaşma yönünde bir adım olarak övüldü.)
19. The amnesty program was criticized for not doing enough to address the root causes of crime. (Af programı, suçun kök nedenlerine yeterince dikkat etmediği için eleştirildi.)
20. The government promised to review the cases of those who were not granted amnesty and ensure that justice was served. (Hükümet, af verilmeyenlerin davalarını yeniden inceleyeceğini ve adaletin sağlanacağını söz verdi.)