Gangly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gangly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gangly Nedir?

Gangly kelimesi Türkçede “uzun boylu, ince yapılı ve sakar” anlamına gelir.

  1. He looked gangly and awkward in his oversized suit. (O, büyük beden takım elbisesi içinde uzun boylu ve sakar görünüyordu.)
  2. The gangly teenager struggled to fit into the tiny car. (Uzun boylu genç, küçük arabaya sığmaya çalışıyordu.)
  3. Her gangly limbs made her an excellent swimmer. (Uzun ince kolları ve bacakları, onu harika bir yüzücü yaptı.)
  4. He was always tripping over his gangly legs. (O, her zaman uzun bacaklarına takılıyordu.)
  5. The gangly boy grew up to be a professional basketball player. (Uzun boylu çocuk, profesyonel bir basketbol oyuncusu olarak büyüdü.)
  6. Her gangly appearance made her self-conscious. (Uzun boylu görüntüsü, onu özgüvenli olmaktan alıkoydu.)
  7. He had a gangly build, but was surprisingly strong. (Onun ince yapısı vardı, ama şaşırtıcı derecede güçlüydü.)
  8. The gangly foal struggled to stand on its spindly legs. (Uzun bacakları olan tay, çomak gibi bacaklarında durmakta zorlandı.)
  9. Her gangly arms and legs made her a natural gymnast. (Uzun kolları ve bacakları, onu doğal bir jimnastikçi yaptı.)
  10. The gangly trees swayed in the wind. (Uzun boylu ağaçlar, rüzgarda sallandı.)
  11. He felt gangly and awkward on the dance floor. (Dans pistinde kendini uzun boylu ve sakar hissetti.)
  12. The gangly giraffe bent down to drink from the stream. (Uzun boyunlu zürafa, dere kenarından su içmek için eğildi.)
  13. She tried to hide her gangly frame under baggy clothes. (Uzun boylu görüntüsünü bol kıyafetlerin altında gizlemeye çalıştı.)
  14. The gangly branches of the willow tree brushed against the water. (Salcıktanın uzun dalları, suya dokunuyordu.)
  15. He had a gangly walk, with his arms and legs flailing about. (Kolları ve b

acakları savrulan uzun adımlarıyla gangly bir yürüyüşü vardı.)
16. The gangly spider stretched its long legs as it crawled across the ceiling. (Uzun bacaklı örümcek, tavanın üstünden geçerken uzun bacaklarını gerdi.)

  1. She felt like a gangly colt learning to walk for the first time in high heels. (Yüksek topuklu ayakkabılarla yürümeyi ilk kez öğrenen bir tay gibi hissetti.)
  2. The gangly basketball player towered over his opponents on the court. (Uzun boylu basketbol oyuncusu, rakiplerinin üzerinde kortta yükseliyordu.)
  3. Her gangly fingers flew across the piano keys as she played a beautiful melody. (Uzun parmakları, güzel bir melodi çalarken piyano tuşları üzerinde uçuştu.)
  4. The gangly plant struggled to support its tall, spindly stems. (Uzun, ince gövdelerini desteklemekte zorlanan bitki çelimsiz görünüyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.