Fuzz İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fuzz İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fuzz İle İlgili Cümleler

Fuzz, genellikle bir nesnenin pürüzlü ve kabarık yüzeyini tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Bu kelime, birçok farklı bağlamda kullanılabilir ve çeşitli anlamlar taşıyabilir.

Örnek cümleler:

  1. The peach felt fuzzy to the touch. (Şeftali dokunulduğunda tüylü hissedildi.)
  2. The blanket was covered in fuzz after being washed. (Battaniye yıkandıktan sonra tüylerle kaplandı.)
  3. The microphone had a fuzzy sound during the performance. (Mikrofon performans sırasında tiz bir ses çıkardı.)
  4. The caterpillar was covered in fuzzy hair. (Tırtıl tüylü tüylerle kaplıydı.)
  5. She used a fuzz pedal to create a distorted guitar sound. (Bozuk bir gitar sesi oluşturmak için bir fuzz pedalı kullandı.)
  6. The sweater shed a lot of fuzz after being worn for a while. (Sweater bir süre giyildikten sonra çok fazla tüy döktü.)
  7. The tennis ball had a layer of fuzz on its surface. (Tenis topunun yüzeyinde bir tabaka tüy vardı.)
  8. The artist created a fuzzy effect in the painting. (Sanatçı resimde tüylü bir etki yarattı.)
  9. The computer screen was covered in a fuzzy layer of dust. (Bilgisayar ekranı tozlu bir tüy tabakasıyla kaplıydı.)
  10. The blanket had a soft and fuzzy texture. (Battaniye yumuşak ve tüylü bir dokuya sahipti.)
  11. The image on the television was fuzzy and hard to see. (Televizyondaki görüntü tüylü ve zor görülebilir durumdaydı.)
  12. The puppy’s ears were fuzzy and soft. (Köpeğin kulakları tüylü ve yumuşaktı.)
  13. The plant had a fuzzy stem. (Bitki tüylü bir gövdeye sahipti.)
  14. The tennis ball lost its fuzz after being used for a while. (Tenis topu bir süre kullanıldıktan sonra tüylerini kaybetti.)
  15. The caterpillar used its fuzzy hairs to protect itself from predators. (Tırtıl, kendini avcılardan korumak için tüylü tüylerini kullandı.)
  16. The fuzzy dice hung from the car’s rearview mirror. (Tüylü zarar aracın arka görüş aynasından sarkıyordu.)
  17. The sweater had a fuzzy pattern knitted into it. (Sweater’a örülmüş tüylü bir desen vardı.)
  18. The cactus had a fuzzy exterior to protect it from animals. (Kaktüs, hayvanlardan korunmak için tüylü bir dış yüzeye sahipti.)
  19. The peach tree was covered in fuzzy buds. (Şeftali ağacı tüylü tomurcuk
  1. The artist used a brush with fuzzy bristles to create a textured effect in the painting. (Sanatçı, resimde dokulu bir etki yaratmak için tüylü kıllı bir fırça kullandı.)

Overall, “fuzz” can refer to a variety of textures and surfaces that are rough, fluffy, or covered in hair-like fibers. It can also be used in the context of sound to describe a distorted or muffled quality.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.