Full-Fledged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full-Fledged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full-Fledged Nedir?

Full-Fledged, tamamen gelişmiş veya olgunlaşmış anlamlarına gelir. Bir şeyin en gelişmiş haline veya tamamen olgunlaşmış durumuna ulaşmış olması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She is now a full-fledged doctor.

    (O artık tam teşekküllü bir doktor.)

  2. The company has become a full-fledged multinational corporation.

    (Şirket tam teşekküllü bir çok uluslu şirket haline gelmiştir.)

  3. The athlete is a full-fledged member of the national team.

    (Sporcu milli takımın tam teşekküllü bir üyesidir.)

  4. After completing her degree, she became a full-fledged engineer.

    (Derecesini tamamlayınca, o tam teşekküllü bir mühendis oldu.)

  5. The project has finally reached full-fledged status after months of development.

    (Proje geliştirme aylarının ardından sonunda tam teşekküllü bir statüye ulaştı.)

  6. The artist’s latest album is a full-fledged masterpiece.

    (Sanatçının en son albümü tam teşekküllü bir başyapıttır.)

  7. The new car model is a full-fledged upgrade from the previous version.

    (Yeni araba modeli önceki sürümden tam teşekküllü bir yükseltmedir.)

  8. After years of training, he has become a full-fledged martial artist.

    (Yıllarca eğitim aldıktan sonra, o tam teşekküllü bir dövüş sanatçısı oldu.)

  9. The new software release is a full-fledged version with added features.

    (Yeni yazılım sürümü, eklenen özelliklerle tam teşekküllü bir sürümdür.)

  10. The startup has now become a full-fledged business with a loyal customer base.

    (Girişimci şirket, artık sadık bir müşteri kitlesi olan tam teşekküllü bir iş haline geldi.)

  11. The university offers full-fledged degree programs in a variety of fields.

    (Üniversite, çeşitli alanlarda tam teşekküllü derece programları sun

    1. The new employee has gone through a full-fledged orientation program.

      (Yeni çalışan tam teşekküllü bir yönlendirme programından geçti.)

    2. The restaurant is a full-fledged establishment with a diverse menu.

      (Restoran, çeşitli menülerle tam teşekküllü bir işletmedir.)

    3. The project team is now a full-fledged group with a strong sense of teamwork.

      (Proje ekibi, güçlü bir takım çalışması duygusuyla tam teşekküllü bir gruba dönüştü.)

    4. The newly-built house is now a full-fledged home with all the necessary amenities.

      (Yeni inşa edilen ev, tüm gerekli olanaklara sahip tam teşekküllü bir ev haline geldi.)

    5. After years of training, the young artist has become a full-fledged professional.

      (Yıllarca eğitim aldıktan sonra, genç sanatçı tam teşekküllü bir profesyonel haline geldi.)

    6. The new aircraft is a full-fledged model with advanced features and capabilities.

      (Yeni uçak, gelişmiş özellikler ve yeteneklerle tam teşekküllü bir modeldir.)

    7. The city has developed into a full-fledged metropolis with a thriving economy.

      (Şehir, canlı bir ekonomiye sahip tam teşekküllü bir metropole dönüştü.)

    8. The film is a full-fledged production with a star-studded cast.

      (Film, yıldızlarla dolu bir kadroya sahip tam teşekküllü bir yapım.)

    9. The musician has released a full-fledged album with a variety of genres and styles.

      (Müzisyen, çeşitli türler ve tarzlarla dolu tam teşekküllü bir albüm yayınladı.)

    10. The new theme park is a full-fledged attraction with rides and shows for all ages.

      (Yeni tema parkı, her yaşa uygun atraksiyonları ve gösterileri olan tam teşekküllü bir cazibe merkezi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.