Full Blast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full Blast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full Blast Nedir?

Full Blast, tam hız veya tam güç anlamına gelen bir İngilizce deyimdir. Bu ifade genellikle enerjik bir şekilde çalışmak veya bir etkinlikte tamamen katılım göstermek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I turned up the music full blast to get the party started. (Partiyi başlatmak için müziği tam güce çıkardım.)
2. The car was driving at full blast on the highway. (Araç otoyolda tam hızla ilerliyordu.)
3. The factory workers were operating the machines at full blast to meet the deadline. (Fabrika işçileri, son tarihi karşılamak için makineleri tam güçte çalıştırıyorlardı.)
4. The crowd was cheering full blast during the football match. (Futbol maçı sırasında kalabalık tam gaz destek veriyordu.)
5. He was laughing full blast at the comedian’s jokes. (Komedyenin şakalarına tam gaz gülmekteydi.)
6. She was singing full blast in the shower. (Duşta tam hızda şarkı söylüyordu.)
7. The wind was blowing full blast, making it difficult to walk. (Rüzgar tam hızda esiyordu, yürümeyi zorlaştırıyordu.)
8. The children were playing full blast in the park. (Çocuklar parkta tam hızda oynuyorlardı.)
9. The fireworks exploded full blast in the sky. (Havada havai fişekler tam güçte patladı.)
10. The engine roared full blast as the airplane took off. (Uçak kalkarken motor tam hızda gürültü çıkardı.)
11. She was running full blast in the race. (Yarışta tam gaz koşuyordu.)
12. The blender was mixing the ingredients full blast. (Blender malzemeleri tam güçte karıştırıyordu.)
13. The band was playing full blast at the concert. (Konserde grup tam hızda çalıyordu.)
14. The fans were screaming full blast during the rock concert. (Rock konserinde hayranlar tam güçle bağırıyorlardı.)
15. The athlete was sprinting full blast to the finish line. (Sporcu bitiş çizgisine tam gaz koşuyordu.)
16. The construction workers were drilling full blast to build the foundation. (İnşaat işçileri temeli inşa etmek için tam güçte deliyorlardı.)
17. The motorcycle was racing full blast on the track. (Motorsiklet pistte tam gaz yarışıyordu.)
18. The speaker was speaking full blast to be heard over the noise. (Hoparlör gürültüye rağmen tam güçte konuşuyordu.)
19. The DJ was playing music full blast at the club. (DJ kulüpte tam güçte müzik çalıyordu.)
20. The singer was singing full blast to entertain the audience. (Şarkıcı izleyicileri eğlendirmek için tam güçte şarkı söylüyordu.)

Diğer örnekler:

21. The athlete hit the ball full blast and it went over the fence. (Sporcu topa tam güçle vurdu ve çitlerin üstünden gitti.)
22. The train was moving full blast through the countryside. (Tren, kırsal kesimde tam hızla ilerliyordu.)
23. The band was rehearsing full blast for their upcoming concert. (Grup, yaklaşan konserleri için tam güçte prova yapıyordu.)
24. The chef was cooking the meal full blast in the kitchen. (Şef yemekleri mutfağında tam hızda pişiriyordu.)
25. The machine was printing documents full blast to meet the deadline. (Makine, son tarihi karşılamak için belgeleri tam güçte yazdırıyordu.)
26. The crowd was chanting full blast at the football game. (Futbol maçında kalabalık tam hızla tezahürat yapıyordu.)
27. The wind was blowing full blast, causing the trees to sway. (Rüzgar tam hızla esiyordu ve ağaçların sallanmasına neden oluyordu.)
28. The car was accelerating full blast to pass the other vehicles. (Araç, diğer araçları geçmek için tam hızla hızlanıyordu.)
29. The children were laughing full blast on the playground. (Çocuklar, oyun alanında tam güçle gülmeye devam ediyordu.)
30. The speaker was talking full blast to capture the audience’s attention. (Konuşmacı, izleyicilerin dikkatini çekmek için tam güçte konuşuyordu.)