Frustrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frustrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frustrate kelimesinin anlamı:

Frustrate, bir eylemin ya da hedefin başarısızlıkla sonuçlanması veya bir kişinin isteklerini engellemesi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. My attempts to learn how to play the guitar were frustrating.
   (Gitar çalmayı öğrenmeye yönelik girişimlerim hayal kırıklığına uğrattı.)

2. Her constant interruptions were beginning to frustrate me.
   (Ondaki sürekli kesintiler artık beni rahatsız etmeye başlamıştı.)

3. I’m so frustrated that I can’t seem to solve this problem.
   (Bu problemi çözemiyorum diye çok sinirliyim.)

4. His inability to communicate in English often frustrated him.
   (İngilizce ile iletişim kuramaması onu sık sık sinirlendiriyordu.)

5. The lack of progress in our project is frustrating.
   (Proje üzerindeki ilerleme eksikliği sinir bozucu.)

6. I’m frustrated with myself for not being able to stick to my diet.
   (Diyetimi uygulayamadığım için kendimle sinirliyim.)

7. She was frustrated by the constant delays in the train schedule.
   (Tren saatlerindeki sürekli gecikmeler onu sinirlendirdi.)

8. It’s frustrating when people don’t listen to what you’re saying.
   (İnsanlar söylediklerinize kulak vermediğinde sinir bozucu oluyor.)

9. The team’s inability to work together was frustrating for the coach.
   (Takımın birlikte çalışamaması antrenör için sinir bozucuydu.)

10. His lack of motivation was frustrating for his boss.
    (Onun motivasyon eksikliği patronu için sinir bozucuydu.)

11. The constant noise in the office was frustrating for the employees.
    (Ofisteki sürekli gürültü çalışanlar için sinir bozucuydu.)

12. The software’s bugs were frustrating for the users.
    (Yazılımın hataları kullanıcılar için sinir bozucuydu.)

13. The team’s loss in the championship game was frustrating.
    (Şampiyonluk maçındaki yenilgi takım için sinir bozucuydu.)

14. Her lack of progress in learning the language was frustrating for her.
    (Dil öğrenimindeki ilerleme eksikliği onun için sinir bozucuydu.)

15. The constant traffic congestion in the city is frustrating for drivers.
    (Şehirdeki sürekli trafik sıkışıklığı sürücüler için sinir bozucu.)

16. The weather’s unpredictability was frustrating for the event organizers.
    (Havanın tahmin edilemezliği organizatörler için sinir bozucuydu.)

17. The lack of communication from the company was frustrating for its customers.
    (Şirketten gelen iletişim eksikliği müşteriler için sinir bozucuydu.)

18. His laziness and lack of effort were frustrating for his colleagues.
    (Onun tembelliği ve çaba eksikliği meslektaşları için sinir bozucuydu.)

19. The

technical difficulties with the computer system were frustrating for the IT department.
(Bilgisayar sistemindeki teknik sorunlar, IT departmanı için sinir bozucuydu.)

20. The constant changes in the project requirements were frustrating for the development team.
    (Proje gereksinimlerindeki sürekli değişiklikler, geliştirme ekibi için sinir bozucuydu.)