Frightening İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frightening İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frightening İle İlgili Cümleler (Korkutucu)

Frightening, “korkutucu” anlamına gelir. Bir şeyin insanı korkutan, ürküten veya dehşete düşüren özelliklerini ifade etmek için kullanılır.

  1. The horror movie was so frightening that I had to cover my eyes. (Korku filmi o kadar korkutucuydu ki gözlerimi kapamak zorunda kaldım.)
  2. The sound of the storm was frightening to the small child. (Fırtına sesi küçük çocuğu korkutucuydu.)
  3. The prospect of losing my job is very frightening. (İşimi kaybetme olasılığı çok korkutucu.)
  4. The frightening news of the plane crash made everyone anxious. (Uçağın düşmesiyle ilgili korkunç haberler herkesi endişelendirdi.)
  5. The old haunted house looked frightening in the dark. (Eski hayaletli ev karanlıkta korkutucu görünüyordu.)
  6. The idea of being lost in the wilderness was truly frightening. (Vahşide kaybolmak fikri gerçekten korkutucuydu.)
  7. The deep, dark cave was very frightening to explore. (Derin, karanlık mağara keşfetmek çok korkutucuydu.)
  8. The sudden noise was so frightening that she screamed. (Ani gürültü öyle korkutucuydu ki bağırdı.)
  9. The thought of being alone in the dark was frightening to him. (Karanlıkta yalnız kalmak fikri onu korkutuyordu.)
  10. The idea of being trapped in an elevator is truly frightening. (Asansörde mahsur kalmak fikri gerçekten korkutucu.)
  11. The frightening storm caused widespread damage in the town. (Korkunç fırtına kasabada geniş çaplı hasara neden oldu.)
  12. The dark alley was frightening, especially at night. (Karanlık sokak özellikle gece korkutucuydu.)
  13. The clown’s appearance was frightening to some of the children. (Palyaçonun görünümü bazı çocuklar için korkutucuydu.)
  14. The threatening letter was very frightening to the recipient. (Tehdit edici mektup alıcı için çok korkutucuydu.)
  15. The barking dog was frightening to the small child. (Havlayan köpek küçük çocuk için korkutucuydu.)
  16. The sudden power outage was frightening to many people. (Ani elektrik kesintisi birçok insan için korkutucuydu.)
  17. The roller coaster was so frightening that I closed my eyes. (Lunapark treni öyle korkutucuydu ki gözlerimi kapattım.)
  18. The possibility of a natural disaster is always frightening. (Doğal afet olasılığı her zaman korkutucudur.)
  19. The eerie silence was very frightening in the abandoned building. (Terkedilmiş binada ürkütücü sessizlik vardı.)
  20. The frightening image in the horror movie stayed with me for days

. (Korku filmindeki korkutucu görüntü günlerce benimle kaldı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Korku filmi o kadar korkutucuydu ki gözlerimi kapamak zorunda kaldım.
  2. Fırtına sesi küçük çocuğu korkutucuydu.
  3. İşimi kaybetme olasılığı çok korkutucu.
  4. Uçağın düşmesiyle ilgili korkunç haberler herkesi endişelendirdi.
  5. Eski hayaletli ev karanlıkta korkutucu görünüyordu.
  6. Vahşide kaybolmak fikri gerçekten korkutucuydu.
  7. Derin, karanlık mağara keşfetmek çok korkutucuydu.
  8. Ani gürültü öyle korkutucuydu ki bağırdı.
  9. Karanlıkta yalnız kalmak fikri onu korkutuyordu.
  10. Asansörde mahsur kalmak fikri gerçekten korkutucu.
  11. Korkunç fırtına kasabada geniş çaplı hasara neden oldu.
  12. Karanlık sokak özellikle gece korkutucuydu.
  13. Palyaçonun görünümü bazı çocuklar için korkutucuydu.
  14. Tehdit edici mektup alıcı için çok korkutucuydu.
  15. Havlayan köpek küçük çocuk için korkutucuydu.
  16. Ani elektrik kesintisi birçok insan için korkutucuydu.
  17. Lunapark treni öyle korkutucuydu ki gözlerimi kapattım.
  18. Doğal afet olasılığı her zaman korkutucudur.
  19. Terkedilmiş binada ürkütücü sessizlik vardı.
  20. Korku filmindeki korkutucu görüntü günlerce benimle kaldı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.