Friendly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Friendly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Friendly Nedir?

Friendly, Türkçe’de “dostça” veya “arkadaşça” anlamına gelen bir sıfattır. İnsanların birbirleriyle hoşgörülü ve samimi bir şekilde davrandıklarında kullanılan bir kelimedir.

Örnek cümleler:

1. She has a friendly smile. (O, dostça bir gülümsemeye sahip.)
2. He is always friendly to his colleagues. (O, her zaman meslektaşlarına karşı arkadaşça davranır.)
3. The dog is very friendly towards strangers. (Köpek, yabancılara karşı çok dostçadır.)
4. She gave me a friendly hug. (O, bana arkadaşça bir sarılma verdi.)
5. He offered me a friendly handshake. (O, bana dostça bir el sıkıştırdı.)
6. The staff at the hotel are very friendly. (Oteldeki personel çok dostça.)
7. The new neighbors seem very friendly. (Yeni komşular çok samimi görünüyor.)
8. The coach always has a friendly word for each player. (Antrenör, her oyuncu için her zaman dostça bir kelime söyler.)
9. The receptionist was very friendly and helpful. (Resepsiyonist çok dostça ve yardımseverdi.)
10. The locals are very friendly towards tourists. (Yerliler, turistlere karşı çok dostça.)
11. My roommate is always friendly and easy to talk to. (Oda arkadaşım her zaman dostça ve konuşması kolaydır.)
12. The restaurant has a friendly atmosphere. (Restoran, dostça bir atmosfere sahiptir.)
13. The customer service representative was very friendly and patient. (Müşteri hizmetleri temsilcisi çok dostça ve sabırlıydı.)
14. The children played together in a friendly manner. (Çocuklar arkadaşça bir şekilde birlikte oynadılar.)
15. The teacher had a friendly demeanor that put the students at ease. (Öğretmen, öğrencileri rahatlatan dostça bir tavır sergiledi.)
16. The team had a friendly competition against another school. (Takım, başka bir okulla dostça bir rekabet içindeydi.)
17. The volunteers at the shelter were all very friendly and caring. (Barınaktaki gönüllülerin hepsi çok dostça ve özenliydi.)
18. The customer service staff were all trained to be friendly and polite. (Müşteri hizmetleri personeli, hepsi dostça ve nazik olmaları için eğitildi.)
19. The barista always greets his regular customers with a friendly smile. (Barista, düzenli müşterilerini her zaman dostça bir gülümsemeyle karşılıyor.)
20. The park ranger was very friendly and gave us some great tips for hiking. (Park görevlisi çok dostça davrandı ve yürüyüş için harika ipuçları verdi.)

More Examples:

21. The shop assistant was friendly and helped me find what I was looking for. (Mağaza görevlisi, dostça davrandı ve aradığım şeyi bulmama yardımcı oldu.)

22. We had a friendly game of soccer with the neighborhood kids. (Mahalle çocuklarıyla dostça bir futbol maçı yaptık.)

23. The police officer was friendly and understanding when I explained my situation. (Polis memuru, durumumu açıkladığımda dostça ve anlayışlıydı.)

24. The hostess gave us a friendly welcome and showed us to our table. (Hostes, bize dostça bir karşılama yaptı ve masamıza götürdü.)

25. The coach emphasized the importance of having a friendly attitude towards opponents. (Antrenör, rakiplere karşı dostça bir tutumun önemini vurguladı.)

26. The salesperson was friendly but not pushy, which made the shopping experience enjoyable. (Satış görevlisi, dostça ama zorlayıcı değildi, bu da alışveriş deneyimini keyifli hale getirdi.)

27. The reception at the event was very friendly and organized. (Etkinlikteki karşılama çok dostça ve düzenliydi.)

28. My boss is friendly and approachable, which makes it easy to talk to him about any issues. (Patronum, dostça ve yaklaşılabilir, bu da herhangi bir konuda onunla konuşmayı kolaylaştırıyor.)

29. The team captain made sure that everyone was included and treated in a friendly manner. (Takım kaptanı, herkesin dahil edildiğinden ve dostça bir şekilde davranıldığından emin oldu.)

30. The hotel staff went out of their way to be friendly and accommodating. (Otel personeli, dostça ve uyumlu olmak için ellerinden geleni yaptılar.)

31. The friendly competition between the departments helped to build camaraderie and teamwork. (Bölümler arasındaki dostça rekabet, arkadaşlık ve takım çalışması oluşturmaya yardımcı oldu.)

32. The neighbor’s dog is always friendly and loves to play with children. (Komşunun köpeği her zaman dostça ve çocuklarla oynamayı sever.)

33. The reception at the wedding was warm and friendly, making everyone feel welcome. (Düğündeki karşılama sıcak ve dostça oldu, herkesi hoş geldiniz hissettirdi.)

34. The coach encouraged the players to be friendly and respectful to the referees. (Antrenör, oyuncuların hakemlere karşı dostça ve saygılı olmalarını teşvik etti.)

35. The customer service representative was friendly and efficient, resolving my issue quickly. (Müşteri hizmetleri temsilcisi dostça ve etkiliydi, sorunumu hızlı bir şekilde çözdü.)

36. The team celebrated their victory with a friendly party, inviting the opponents to join them. (Takım, dostça bir partiyle zaferlerini kutladı ve rakiplerini de katılmaya davet ettiler.)

37. The kindergarten teacher created a friendly and nurturing environment for the children. (