Frequent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frequent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frequent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Sık, sıkça, sıkıntısız, düzenli

1. I am a frequent visitor to the library. (Ben kütüphaneye sık sık ziyaretçiyim.)
2. She has frequent headaches. (O, sık sık baş ağrısı çeker.)
3. He is a frequent traveler. (O, sık seyahat eden biridir.)
4. The company has frequent meetings. (Şirket sık toplantılar yapar.)
5. He is a frequent customer at the coffee shop. (O, kafede sık müşteridir.)
6. She has frequent mood swings. (O, sık ruh hali değişiklikleri yaşar.)
7. The bus has frequent stops. (Otobüsün sık durakları vardır.)
8. He is a frequent gym-goer. (O, sık spor salonuna gider.)
9. She has frequent nightmares. (O, sık kabus görür.)
10. The restaurant has frequent specials. (Restoranın sık özel menüleri vardır.)
11. She has frequent panic attacks. (O, sık panik atak geçirir.)
12. The city has frequent power outages. (Şehirde sık elektrik kesintileri olur.)
13. He has a frequent cough. (O, sık öksürür.)
14. The website has frequent updates. (Web sitesi sık güncellenir.)
15. She is a frequent moviegoer. (O, sık sinemaya gider.)
16. He has frequent computer problems. (O, sık bilgisayar problemleri yaşar.)
17. The airline has frequent flights to Europe. (Hava yolu şirketinin Avrupa’ya sık uçuşları vardır.)
18. She has frequent arguments with her boss. (O, sık patronuyla tartışır.)
19. The store has frequent sales. (Mağazanın sık indirimleri vardır.)
20. He is a frequent user of social media. (O, sık sosyal medya kullanıcısıdır.)

21. She has frequent heart palpitations. (O, sık kalp çarpıntıları yaşar.)
22. The park has frequent events and activities. (Parkta sık etkinlikler ve aktiviteler düzenlenir.)
23. He is a frequent volunteer at the local shelter. (O, yerel barınakta sık gönüllüdür.)
24. She has frequent allergic reactions. (O, sık alerjik reaksiyonlar yaşar.)
25. The company has frequent team-building exercises. (Şirket sık takım oluşturma egzersizleri yapar.)
26. He is a frequent participant in marathons. (O, sık maratonlara katılır.)
27. She has frequent dental appointments. (O, sık diş randevularına gider.)
28. The neighborhood has frequent noise complaints. (Mahallede sık gürültü şikayetleri olur.)
29. He is a frequent reader of science fiction novels. (O, bilim kurgu romanlarına sık sık okur.)
30. She has frequent stomach issues. (O, sık mide sorunları yaşar.)