Frantically İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frantically İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frantically kelimesi Türkçe anlamı:

Frantically kelimesi, “çılgınca” ya da “heyecanlı bir şekilde” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She searched frantically for her keys. (Anahtarlarını çılgınca aradı.)
  2. He ran frantically towards the finish line. (Bitiş çizgisine çılgınca koştu.)
  3. The dog barked frantically at the mailman. (Köpek postacıya çılgınca havladı.)
  4. She checked her phone frantically for any missed calls. (Kaçırılan herhangi bir arama için telefonunu çılgınca kontrol etti.)
  5. He typed frantically to finish the report before the deadline. (Raporu süresi dolmadan bitirmek için çılgınca yazdı.)
  6. The child cried frantically when she lost her favorite toy. (Favori oyuncak kaybolduğunda çocuk çılgınca ağladı.)
  7. The passengers searched frantically for their belongings after the plane crash. (Uçak kazasından sonra yolcular eşyalarını çılgınca aradı.)
  8. She ran frantically to catch the train before it left the station. (Tren istasyondan ayrılmadan önce çılgınca koştu.)
  9. The woman screamed frantically for help when she saw the snake. (Kadın yılanı görünce çılgınca yardım istedi.)
  10. He shook his head frantically to indicate that he didn’t understand. (Anlamadığını belirtmek için çılgınca başını salladı.)
  11. The students worked frantically to finish their project before the presentation. (Sunumdan önce proje için çılgınca çalıştılar.)
  12. She cleaned the house frantically before her guests arrived. (Konukları gelmeden önce evi çılgınca temizledi.)
  13. The athlete swam frantically to reach the finish line first. (Sporcu bitiş çizgisine ilk ulaşmak için çılgınca yüzdü.)
  14. The firefighters worked frantically to put out the fire. (İtfaiyeciler yangını söndürmek için çılgınca çalıştılar.)
  15. He searched frantically for a solution to the math problem. (Matematik probleminin çözümü için çılgınca aradı.)
  16. The child laughed frantically when the clown performed a funny trick. (Palyaço komik bir numara yaptığında çocuk çılgınca güldü.)
  17. She packed frantically for her trip that was scheduled for the next day. (Ertesi gün için planlanan seyahat için çılgınca hazırlık yaptı.)
  18. The driver honked frantically to warn the pedestrian. (Yayayı uyarmak için sürücü çılgınca korna çaldı.)
  19. He spoke frantically to convince his boss to approve the project. (Projenin onaylanması için patronunu ikna etmek için çılgınca konuştu.)
  20. The woman searched frantically for her lost cat in the

neighbourhood. (Komşulukta kaybolan kedisi için çılgınca arama yaptı.)

Note: Türkçe karşılıkların İngilizce cümlelerin altında verilmediği fark ettim, bu nedenle yeniden düzenledim ve her bir cümleye karşılık gelen Türkçe çeviriyi ekledim.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.