Formulate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Formulate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Formulate

• Türkçe anlamı: Formüle etmek, planlamak, düzenlemek
• Formulate kelimesi, bir fikir veya düşüncenin organize edilmesi ve belirli bir şekle sokulması anlamına gelir.

1. She formulated a plan for the project. (Proje için bir plan hazırladı.)
2. The scientists formulated a hypothesis about the cause of the disease. (Bilim adamları, hastalığın nedeni hakkında bir hipotez formüle ettiler.)
3. The CEO formulated a new business strategy for the company. (CEO, şirket için yeni bir iş stratejisi oluşturdu.)
4. The teacher formulated a lesson plan for the upcoming school week. (Öğretmen, önümüzdeki okul haftası için bir ders planı hazırladı.)
5. The committee formulated a plan to address the issue. (Komite, konuyla ilgili bir plan hazırladı.)
6. He had to formulate his thoughts before giving the speech. (Konuşma yapmadan önce düşüncelerini düzenlemesi gerekiyordu.)
7. The team formulated a plan to win the championship. (Takım, şampiyonluğu kazanmak için bir plan oluşturdu.)
8. She formulated a theory to explain the phenomenon. (O, fenomeni açıklamak için bir teori formüle etti.)
9. The government formulated a policy to reduce carbon emissions. (Hükümet, karbon emisyonlarını azaltmak için bir politika belirledi.)
10. The company formulated a new product line for the upcoming year. (Şirket, önümüzdeki yıl için yeni bir ürün serisi oluşturdu.)
11. The chef formulated a recipe for the new dish. (Şef, yeni yemek için bir tarif oluşturdu.)
12. He formulated a plan to improve his grades. (Notlarını artırmak için bir plan oluşturdu.)
13. The author formulated a plot for her new novel. (Yazar, yeni romanı için bir öykü oluşturdu.)
14. The marketing team formulated a new advertising campaign. (Pazarlama ekibi, yeni bir reklam kampanyası oluşturdu.)
15. The coach formulated a training program for the athletes. (Antrenör, sporcular için bir antrenman programı oluşturdu.)
16. The doctor formulated a treatment plan for the patient. (Doktor, hastaya bir tedavi planı oluşturdu.)
17. The politician formulated a proposal to address the issue. (Politikacı, konuyla ilgili bir teklif hazırladı.)
18. The architect formulated a design for the new building. (Mimar, yeni binanın bir tasarımını oluşturdu.)
19. The team of researchers formulated a hypothesis about the experiment. (Araştırmacılar ekibi, deney hakkında bir hipotez oluşturdu.)
20. The committee formulated a plan to allocate funds for the project. (Komite, projeye fon tahsis etmek için bir plan oluşturdu.)

Continuation:

21. She took some time to formulate her response to the difficult question. (Zor soruya cevap vermek için biraz zaman ayırdı.)
22. The company formulated a policy to improve employee satisfaction. (Şirket, çalışan memnuniyetini artırmak için bir politika belirledi.)
23. The team formulated a strategy to overcome their opponents in the game. (Takım, oyunda rakiplerini yenmek için bir strateji belirledi.)
24. The school board formulated a plan to improve student performance. (Okul yönetim kurulu, öğrenci performansını artırmak için bir plan oluşturdu.)
25. The researcher formulated a hypothesis about the relationship between two variables. (Araştırmacı, iki değişken arasındaki ilişki hakkında bir hipotez oluşturdu.)
26. The CEO formulated a plan to expand the company’s operations overseas. (CEO, şirketin yurtdışındaki operasyonlarını genişletmek için bir plan oluşturdu.)
27. The marketing team formulated a message that resonated with the target audience. (Pazarlama ekibi, hedef kitleyle örtüşen bir mesaj oluşturdu.)
28. The lawyer formulated a legal argument to defend his client. (Avukat, müvekkilini savunmak için hukuki bir argüman oluşturdu.)
29. The engineer formulated a design that met all the specifications. (Mühendis, tüm özellikleri karşılayan bir tasarım oluşturdu.)
30. The artist formulated a concept for her new artwork. (Sanatçı, yeni sanat eseri için bir konsept oluşturdu.)
31. The coach formulated a game plan for the upcoming match. (Antrenör, önümüzdeki maç için bir oyun planı oluşturdu.)
32. The writer formulated a plot twist that would surprise readers. (Yazar, okuyucuları şaşırtacak bir öykü geliştirdi.)
33. The politician formulated a proposal to reform the healthcare system. (Politikacı, sağlık sisteminin reformu için bir teklif hazırladı.)
34. The team formulated a plan to address the logistical challenges of the project. (Ekip, projenin lojistik zorluklarıyla başa çıkmak için bir plan oluşturdu.)
35. The doctor formulated a diagnosis based on the patient’s symptoms. (Doktor, hastanın belirtilerine dayanarak bir teşhis koydu.)
36. The committee formulated a set of guidelines for the volunteers. (Komite, gönüllüler için bir dizi yönerge oluşturdu.)
37. The consultant formulated a proposal to increase the company’s profitability. (Danışman, şirketin karlılığını artırmak için bir teklif hazırladı.)
38. The team of scientists formulated a hypothesis about the origins of the universe. (Bilim adamları ekibi, evrenin kökenleri hakkında bir hipotez oluşturdu.)
39. The teacher formulated a rubric for grading the student’s essays. (Öğretmen, öğrencilerin denemelerini derecelendirmek için bir