Forewarn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Forewarn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Forewarn Nedir?

Forewarn, bir şeyin olabileceğini veya gerçekleşebileceğini önceden haber vermek veya uyarıda bulunmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. Forewarn me if you’re going to be late for our meeting. (Toplantımıza geç kalacaksan bana önceden haber ver.)
2. I forewarned you about the consequences of your actions. (Senin eylemlerinin sonuçları konusunda seni önceden uyardım.)
3. The meteorological department forewarned the residents about the incoming storm. (Meteoroloji departmanı sakinleri gelen fırtına konusunda önceden uyardı.)
4. He forewarned his employees about the potential layoffs. (Potansiyel işten çıkarmalar hakkında çalışanlarını önceden uyardı.)
5. I forewarned him that the exam would be difficult. (Sınavın zor olacağı konusunda onu önceden uyardım.)
6. The sign on the gate forewarned visitors about the presence of dogs on the property. (Kapıdaki işaret, mülkte köpeklerin bulunması konusunda ziyaretçileri önceden uyardı.)
7. The instructor forewarned the students about the challenging nature of the course. (Eğitmen, dersin zorlu doğası konusunda öğrencileri önceden uyardı.)
8. I need to forewarn you that this movie contains graphic violence. (Bu filmde grafik şiddet içerdiği konusunda seni önceden uyarmam gerekiyor.)
9. The hotel staff forewarned the guests about the planned power outage. (Otel personeli, planlanan elektrik kesintisi konusunda misafirleri önceden uyardı.)
10. She forewarned her friends about the heavy traffic on the way to the concert. (Konsere giderken yoğun trafik hakkında arkadaşlarını önceden uyardı.)
11. The doctor forewarned the patient about the potential side effects of the medication. (Doktor, ilacın potansiyel yan etkileri konusunda hastayı önceden uyardı.)
12. The teacher forewarned the students about the upcoming quiz. (Öğretmen, yaklaşan test hakkında öğrencileri önceden uyarmıştı.)
13. The police forewarned the public about a dangerous criminal on the loose. (Polis, serbest dolaşan tehlikeli bir suçlu konusunda halkı önceden uyardı.)
14. He forewarned his wife about the possibility of a flat tire. (Lastik patlaması olasılığı hakkında karısını önceden uyardı.)
15. The park ranger forewarned hikers about the presence of

poison ivy on the trail. (Park görevlisi, patikada zehirli sarmaşık varlığı konusunda yürüyüşçüleri önceden uyardı.)
16. The airline forewarned passengers about potential delays due to bad weather. (Hava şartları nedeniyle olası gecikmeler hakkında havayolu yolcularını önceden uyarmıştı.)

17. The nutritionist forewarned her client about the health risks associated with consuming too much sugar. (Beslenme uzmanı, fazla şeker tüketiminin sağlık riskleri hakkında müşterisini önceden uyardı.)
18. The construction company forewarned the neighbors about the upcoming noise and dust from the project. (İnşaat şirketi, projeden kaynaklanacak gürültü ve toz konusunda komşuları önceden uyardı.)
19. The online retailer forewarned customers about possible delays in shipping due to high demand. (Yüksek talep nedeniyle kargo tesliminde olası gecikmeler hakkında online perakendeci müşterileri önceden uyardı.)
20. The fire department forewarned residents about the importance of having working smoke detectors in their homes. (İtfaiye, evlerinde çalışan duman dedektörlerine sahip olmanın önemi konusunda sakinleri önceden uyardı.)