Fool İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
FOOL (noun) – aptal, budala
- Don’t be a fool and gamble away all your savings. (Aptal olup biriktirdiğin tüm parayı kumarda kaybetme.)
- He was fooled by her fake smile. (Sahte gülümsemesiyle kandırıldı.)
- Only a fool would believe such an absurd story. (Böyle saçma bir hikayeye sadece bir budala inanır.)
- You’re a fool if you think you can cheat your way through life. (Hayatta hile yaparak başarılı olabileceğine inanıyorsan aptalsın.)
- It’s better to keep your mouth shut and let people think you’re a fool, than to open it and prove them right. (Aptal olduğunu düşünsünler diye ağzını kapalı tutmak daha iyidir, açıp haklı olduklarını kanıtlamaktan.)
- He made a fool of himself by trying to impress her. (Ona etkilemek için kendini aptal duruma düşürdü.)
- I feel like a fool for believing his lies. (Yalanlarına inandığım için kendimi aptal gibi hissediyorum.)
- Don’t be fooled by appearances, things are not always what they seem. (Görünüşe aldanma, şeyler her zaman göründükleri gibi değildir.)
- She played the fool and pretended not to know what was going on. (Aptal numarası yaparak ne olduğunu bilmediğini söyledi.)
- He was such a fool for letting her go. (Onu bıraktığı için çok aptalca bir hareket yaptı.)
- The joke was on him, and he looked like a fool in front of everyone. (Şaka onun üzerineydi ve herkesin önünde aptal durumuna düştü.)
- She felt like a fool for forgetting her own birthday. (Kendi doğum gününü unuttuğu için aptal gibi hissetti.)
- Only a fool would think that money can buy happiness. (Para mutluluğu satın alabilecek bir şey sananlar sadece aptallardır.)
- He was too proud to admit his mistakes and looked like a fool in the end. (Hatalarını kabul etmek için çok gururluydu ve sonunda aptal gibi göründü.)
- She felt like a fool for not realizing the truth earlier. (Gerçeği daha önce fark etmediği için kendini aptal gibi hissetti.)
- Don’t be a fool and drive while under the influence of alcohol. (Aptal olup alkol etkisi altında araba kullanma.)
- He was fooled into buying a fake watch. (Sahte bir saat satın alarak kandırıldı.)
- Only a fool would risk their life for a silly dare. (Aptalca bir teklif için hayatını riske atanlar sadece aptallardır.)
- She felt like a fool for trusting him after he had lied to her before. (Önceden yalan söyledikten sonra ona güvenmesi nedeniyle kendini aptal gibi hissetti.)
- He acted like a fool and ruined the party for everyone. (Her
kes aptal gibi davrandı ve herkesin partisini mahvetti.)
Hemen Yorum Yaz