Foam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foam Nedir?

Foam, genellikle sıvıların yüzeyinde oluşan hafif, kabarcıklı, köpük halindeki maddeye verilen isimdir. Bu malzeme, genellikle yalıtım, yastıklama veya ambalajlama için kullanılır.

Foam İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. The foam on top of my coffee is so thick that I can’t even see the liquid underneath it. (Kahvemdeki köpük öylesine kalın ki altındaki sıvıyı bile göremiyorum.)
  2. The foam insulation in my walls has significantly reduced my heating bill. (Duvarlarımdaki köpük yalıtım ısıtma faturamı önemli ölçüde azalttı.)
  3. I’m going to buy a foam roller to help me stretch my muscles after a workout. (Antrenmandan sonra kaslarımı germeme yardımcı olacak bir köpük rulo satın alacağım.)
  4. The foam padding in my helmet protected my head during the bike accident. (Kaskımdaki köpük yastık, bisiklet kazasında kafamı korudu.)
  5. The soundproof foam panels in my recording studio make sure that no outside noise interferes with my music. (Kayıt stüdyomdaki ses yalıtım köpük panelleri, dışarıdaki gürültünün müziğime müdahale etmemesini sağlıyor.)
  6. She washed the foam mattress pad to make it clean and fresh-smelling. (Köpük yatak minderini temiz ve taze kokulu hale getirmek için yıkadı.)
  7. The foam on top of the waves made it look like the ocean was boiling. (Dalgaların üstündeki köpük, okyanusun kaynadığı gibi görünmesine neden oldu.)
  8. The foam from the fire extinguisher quickly put out the kitchen fire. (Yangın söndürücüsünden çıkan köpük, mutfak yangınını hızlı bir şekilde söndürdü.)
  9. He added foam to the edges of his furniture to prevent it from scratching his hardwood floors. (Mobilyalarının kenarlarına köpük ekledi, böylece sert ahşap zeminlerine çizilmesini önledi.)
  10. The foam in his beer mug dissipated as he drank the cold, refreshing beverage. (Soğuk ve ferahlatıcı içeceği içerken, bira kadehindeki köpük dağıldı.)
  11. She used foam curlers to style her hair into loose, bouncy curls. (Saçını gevşek, havalı kıvırcıklar şekillendirmek için köpük kıvırıcılar kullandı.)
  12. The foam on the waves made it difficult for the surfer to see where the next wave was coming from. (Dalgaların üstündeki köpük, sörfçünün bir sonraki dalganın nereden geldiğini görmesini zorlaştırdı.)
  13. He poured the foam insulation into the walls of the new house to keep it

well-insulated during the winter months. (Yeni evin duvarlarına köpük yalıtımı döktü, kış aylarında iyi yalıtılmış kalmasını sağladı.)
14. The foam soap dispenser in the bathroom was empty, so I had to refill it. (Banyodaki köpük sabun dağıtıcısı boştu, bu yüzden yeniden doldurmak zorunda kaldım.)

  1. The foam on the latte art in the coffee shop was so intricate and detailed. (Kahve dükkanındaki latte sanatındaki köpük örgüsü o kadar ince ve ayrıntılıydı ki.)
  2. The foam puzzle mat provided a soft and safe surface for my baby to play on. (Köpük bulmaca mat, bebeğim için yumuşak ve güvenli bir oyun alanı sağladı.)
  3. He sprayed foam insulation around the windows to prevent drafts and keep his home warm. (Evine hava akımlarını önlemek ve sıcak tutmak için pencerelerin etrafına köpük yalıtımı püskürttü.)
  4. The foam block she used for yoga helped her maintain balance during difficult poses. (Yoga yaparken kullandığı köpük blok, zor pozlarda dengeyi korumasına yardımcı oldu.)
  5. The foam pit at the trampoline park was filled with soft, cushiony foam cubes. (Trambolin parkındaki köpük çukuru, yumuşak, minderli köpük küplerle doluydu.)
  6. The foam in the bubble bath created a relaxing and luxurious spa-like experience. (Köpük banyosundaki köpük, rahatlatıcı ve lüks bir spa deneyimi yarattı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.